Аннотация

Ünlü İngiliz yazar Charles Dickens´ın en sevilen ve okunan eserlerinden biri olan Antikacı Dükkânı, ilk olarak 1840-1841 yıllarında bir dergide yayımlanmış, daha sonra da 1841´de kitap olarak basılmıştır. Romanda, küçük Nell ve büyük babasının evlerini terk etmek zorunda kalarak çıktıkları yolculuğun giderek bir macera hâlini alması ve başlarından geçenler sürükleyici bir üslupla dile getirilmiş. Dickens´ın, karakter yaratmaktaki başarısı burada da kendini göstermiş, özellikle o yılların İngiltere´sindeki işçilerin durumunu son derece gerçekçi bir şekilde resmetmiştir: Yoksulluk, ağır çalışma şartları… Romandaki bir diğer göze çarpan unsur, Dickens´ın ana karakterler kadar yan karakterlere de kusursuzca ruh ve beden yani hayat vermesidir. Bu romanı okuyanlar, en az Nell ve büyük babası kadar, Quilp ve karısının da zihinlerinde silinmez izler bıraktığını göreceklerdir.

Аннотация

Ömer Seyfettin, yaşadığı dönemin geleneksel dil ve edebiyat anlayışına bağlı kalmayan yenilikçi kişiliği ile düz yazımızın gelişme aşamasında büyük dönüşümler yarattı. «Tabii lisan, konuşulan lisandır.» ilkesi üzerinde inatla durarak yalın bir anlatım kurdu. Öykünün akışında sağladığı hızlılık, olay – kişi – çevre bağlantılarındaki doğallık ve en önemlisi ustalıkla yarattığı yergi havasıyla bugün de canlılığını koruyan eserler verdi. Döneminin eski dil beğenisine saplanıp kalan yazarlarını okunmaz duruma düşüren «zaman» onu haklı çıkardı.

Аннотация

Yeşilin Kızı Anne kitabının yazarından, Anne’in yaşamış olduğu Avonlea, küçük olsa da heyecanlı ve ilginç olaylara ev sahipliği yapmıştır. Kâh gizli ve masum aşklar kâh da duygusal hatıraların bir araya geldiği öyküler silsilesinden oluşmaktadır, Avonlea Günlükleri. Kimi yerlerde o tanıdık olduğumuz yetim kız Anne’in komşuların hayatında yer almasıyla kimi zaman da Pazar Okulundan veyahut da kiliseden tanışık olduğu insanların hayatlarından kesitler sunmasıyla Avonlea’deki yaşamlar içinizde merak uyandırıp kalbinizi ısıtacak. “Yıllar önce küçük bir kızın gözlerine bakarken hissettiğim gibi hissediyorum. Adı Anne Shirley’di ve Cuthbertlar ile birlikte Avonlea’de yaşardı. Blair’in dükkânında sohbet ettik. O kız herkesle konuşabilirdi. Bir konu hakkında, ‘Benim gibi örselenmiş altmış küsur yaşında bir adamın bunu umursamaması gerekir.’ gibi bir şey dedim. İri, masum gözleriyle çok yanlış bir şey söylemişim gibi ayıplarcasına baktı. ‘Yaşlandıkça bazı şeyleri daha fazla umursamamız gerektiğini düşünmüyor musunuz Bay Blair?’ dedi. Kendisi on bir değil de yüz yaşındaydı âdeta.”

Аннотация

Hoşça kalın demek için yanlarına gittiğimde, Gatsby’nin yüzüne o şaşkın ifade yeniden oturmuştu, sanki şu anki mutluluğunun niteliğine dair belli belirsiz bir kuşku oluşmuştu içinde. Neredeyse beş yıl! O ikindi bile Daisy’nin onun rüyalarına yeterli gelmediği olmuştur; kızın kabahati değildi bu, adamın hayal dünyasının muazzam gücünden kaynaklanıyordu. Hayal dünyası Daisy’nin önüne geçmişti, her şeyin önüne… Kendini yaratıcı bir tutkuyla içine atmış, her seferinde üstüne eklemiş, yoluna çıkan her parlak tüyle onu allayıp pullamıştı. Bir adamın yüreğinde biriktirdiğiyle ne bir ateş ne de bir yenilik baş edebilir. (…) “Yerinde olsam üzerine fazla gitmezdim.” diye lafa girdim. “Geçmişi geri getiremezsin.” “Geri getiremez miyim?” diye bağırdı kuşkuyla. “Elbette getirebilirim!” Çılgın gözlerle etrafına baktı, sanki geçmiş, evinin gölgesinde bir yerlere saklanmıştı, elini uzatsa değecekti. “Her şeyi eskisi gibi ayarlayacağım.” dedi, başını kararlılıkla sallayarak. “Görecek.” Uzun uzun geçmişten bahsetti; bir şeyleri telafi etmek istediğini anladım, belki kendisindeki bir şeydi bu, Daisy’yi sevme uğruna harcadığı şeydi. Hayatı o zamandan beri karışık ve darmadağındı. Ama eğer başa dönebilirse ve her şeyi yavaştan alırsa o şeyin ne olduğunu bulabilirdi… “Muhteşem Gatsby”, beş yıl önce fakir bir gençken kendisini terk edip zengin biriyle evlenen eski sevgilisi Daisy’ye ulaşmak, geçmişi geri getirmek isteyen ve bu amaca erişmek için pek çok şey yapan şimdinin zengin Jay Gatsby’sinin hikâyesini konu ediniyor. Daisy, şahsında geleceği, umudu, “Amerikan rüyası”nı taşıyor Gatsby için. 1920’lerdeki o ışıltılı Caz Çağı harika betimlemelerle anlatılırken bu aşırılık ve gösteriş dünyasının içinden Amerikan toplumu ve bu toplumun dönüşümü ince ince işlenerek yansıtılıyor.

Аннотация

İslam tarihinde görülen çatışmaların merkezinde her zaman hilafet kurumu olmuştur. Mısır’da hükümran olan ve halifeliğin kendilerine geçtiğini ilan eden Fâtımîler ise İslam dünyasında büyük bir yankı uyandırarak hilafet merkezli çatışmalara yeni bir boyut kazandırmışlardır. Eksantrik uygulama ve anlayışları ile tarihin en sıra dışı halife ailesi olan Fâtımî Hanedanlığı döneminde, türlü iktidar çekişmelerinin yanında -baba, oğlunu öldürtmüş; oğul vezirlerle iş birliği yaparak babasını öldürmüş; amca yeğenine iktidar için kılıç sallamış; yeğen amcaya ölümü reva görmüş- El-Ezher’in kurulması, dünyanın en büyük kütüphanelerinin yaptırılması, Ebu Tahir el-Cennabi tarafından sökülüp kaçırılan Hacer’ül Esved’in esas yerine yerleştirilmesi gibi gelişmeler de yaşanmıştır. Elinizdeki kitapta, Fâtımîler’in idari ve sosyal yapısı incelenmiş, Fâtımî halifelerinin hayat hikâyeleri ve bunun yanı sıra hilafet kurumun doğuşundan kaldırılışına kadar geçen sürede gelişen olaylar belli bir sistematik içinde anlatılmıştır.

Аннотация

“Profesör Challenger, iki yıl önce tek başına bir Güney Amerika gezisine çıktı. Geçen sene geri döndü. Güney Amerika’da bulunduğu kesin, ancak tam olarak nereye gittiğini açıklamayı reddediyor. Çekingen bir şekilde maceralarını anlatmaya başladı fakat birileri kusurlar bulmaya başlayınca istiridye gibi kapanarak kabuğuna çekildi. Ya çok olağanüstü bir şeyler oldu ya da adam baştan aşağı yalancı, ki bu daha büyük bir olasılık. Sahte olduğu söylenen birtakım resimler ortaya çıkardı. O kadar alıngan olmaya başladı ki, soru soran herkese saldırmaya koyuldu ve gazetecileri merdivenlerden aşağı fırlattı. Benim görüşüme göre o, bilime yatkınlığı olan cinai bir megaloman! İşte adamın, Bay Malone! Şimdi iş başına, bakalım sen nasıl bir izlenim edineceksin.” Dedektif Sherlock Holmes’un yaratıcısı Arthur Conan Doyle’un Sherlock kadar tanınmasa da onun kadar etkileyici bir başka karakterinin, Profesör Challenger’ın tüm maceralarını ilk kez bir arada okuyacaksınız bu külliyatta. Doyle’un huysuz kahramanı Profesör Challenger, huysuzluklarıyla insanları çıldırtmaya devam ediyor. Bu aksi aynı zamanda çok zeki karakterle yakınlık kurmak ve onu anlayabilmek hayli zor olsa da bir o kadar da keyifli olacaktır.“Kayıp Dünya”, “Ölümcül İklim”, “Sisler Ülkesi”, “Dünyanın Çığlığı” ve “Moleküler Ayrıştırıcı” adlı kitapları içeren bu külliyatı okurken Profesör Challenger ve arkadaşlarının peşinde Kayıp Dünya’ya gidip ilk insanlarla tanışacak, dinozorlarla savaşacaksınız; ardından tüm dünyaya yayılıp herkesi bir çırpıda öldüren zehirli havadan etkilenmemek için bir odaya sığınıp hayatta kalmaya çalışacak; sonra ruhlarla konuşmanın, spiritüalizmin bir saçmalık olduğuna inanan profesörle birlikte gerçeği bulmak için ruh çağırma seanslarının içine düşecek ve son olarak da Dünya’nın bizzat kendisiyle, canlı, nefes alan varlığıyla tanışacaksınız.

Аннотация

Namık Kemal’in 1876 yılında sürgündeyken kaleme aldığı İntibah, edebiyatımızda ilk edebî roman olarak kabul edilir. Yazar romana Son Pişmanlık adını verse de Maarif Vekâleti tarafından kitabın ismi yazara müracaat edilmeksizin İntibah: Sergüzeşt-i Ali Bey (Uyanış: Ali Bey’in Maceraları) olarakdeğiştirilmiştir.Roman, güzel bir aile terbiyesi alarak yetiştirilen Ali Bey’in hafifmeşrep bir kadın olan Mehpeyker’e gönül vermesi ve bu sevdanın Ali Bey’e olan tesirleri ile başlar. Oğlunun hâline üzülen Fatma Hanım, güzellik ve iyilik timsali bir dilber olan Dilaşup’u cariye olarak eve getirir. Romanda, dış çevreye karşı deneyimsiz bir genç olan Ali Bey’in, yaşamları ve karakterleri birbirinden tamamen farklı iki kadın arasında olgunlaşmaya başlaması ve bu geç kalınmış “uyanış”ın kendisine ve çevresindekilere olan menfi etkileri anlatılır. Ayrılıklar, nedametler ve ızdıraplarla dolu bir sergüzeştin nihayetinde Ali Bey, kendi sonunu da kendi hazırlamaktadır.

Аннотация

Millî Eğitim Bakanlığınca Türk ve Dünya edebiyatından seçilerek oluşturulan 100 Temel Eser, çocuklarımıza okuma alışkanlığı kazandırılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Millî Eğitim Bakanlığının bu çalışmasını, ülkemizdeki okuma oranını arttırmaya ve dilimizin gelişimini sağlamaya yönelik önemli bir çaba olarak görüyoruz. Aynı eserleri okumuş, o eserlerdeki duygu ve düşünce zenginliğini kazanmış bireylerin oluşturacağı bir toplumun daha hoşgörülü ve paylaşımcı olacağını düşünüyoruz. İlköğretim seviyesindeki çocuklarımıza bu eserleri okutmayı başarabilirsek okuyan, bilinçli ve gelişmiş bir toplum olma yolunda ilk adımı atmış olacağız.

Аннотация

Aydınlanma Çağı'nın en önemli temsilcilerinden Gotthold Ephraim Lessing eserlerini, William Shakespeare'in eserlerini temel alarak yazmıştır. Bilge Nathan'ı ise dinsel bir sorgulama olarak kaleme almıştır. Konusu Haçlı Seferleri zamanında Musevilik, Hristiyanlık ve İslam'ın bir arada yaşandığı Kudüs'te geçer. Tek Tann'lı bu üç dinin de, Tanrı'nın gözünde eşit olduğu anlatılmak istenmektedir. "Nathan: Siz bana geldiğinizde ben, üç gün üç gece Tanrı 'nın önünde diz çökmüş ağlamıştım. Ytılnız ağlamak mı? Bir yandan da Tanrı 'ya hesap sormuş, kızmış, köpürmüş, kendime ve dünyaya lanet okumuştum; Hristiyanlığın asla barışmaz düşmanı olacağıma ant içmiştim. " (…) «Keşiş: Nathan! Nathan! Siz bir Hristiyansınız; Allah için, siz bir Hristiyansınız! Sizden daha iyi bir Hristiyan şimdiye kadar görülmedi!» «Nathan: Ne mutlu bize! Çünkü beni size karşı Hristyan yapan, sizi de bana karşı Ytıhudi yapıyor! Ama bırakalım artık böyle acıklı sözleri. Şimdi harekete geçme zamanı! Ben, yedi kat sevgiyle bu biricik yabancı kıza hemen bağlanmış olsam da; yedi oğlumu onunla birlikte yeniden kaybetme düşüncesi, beni şimdiden öldürse de, eğer alın yazım onu benden geri istiyorsa, kaderime boyun eğmeye razıyım!»

Аннотация

Yayımlandığı dönemde halkın oldukça ilgisini çeken Zavallı Necdet, Saffet Nezihi’nin en önemli eseridir. Öyle ki yazar, bu eserinden sonra Zavallı Necdet müellifi olarak anılagelmiştir. Necdet bir hayal âleminde yaşayan, zengin, yakışıklı, şık ve zarif bir gençtir. Hayalinde, ilgi duyduğu bütün genç kızlar kendisine âşıktır ve onların bütün fedakârane çabalarına rağmen Necdet onları terk eder. Arkadaşlarına bu tip hikâyeleri anlatır durur. Gelgelelim Necdet sonunda, hayale yer bırakmayan hakiki bir aşka tutulur. Hayallerinde olduğu gibi sevdiği kız kendisine âşık olsa da Necdet’in sevdiğini terk edecek gücü yoktur…