Аннотация

Prof. Dr. Mikâil Bayram (1940), Türkiye’de Selçuklu tarihi alanında ilk akla gelen “eski kuşak” hocalar arasındadır. Zeki Velidi Togan, Halil İnalcık, Necati Lugal, Ahmet Ateş, Tahsin Yazıcı, Muhammed Tayyib Okiç, Annemarie Schimmel gibi tanınmış isimlerin rahleitedrisinden geçmiş, çok sayıda eser vermiş, disiplinli bir akademisyendir. Özellikle Anadolu Selçuklularının siyasi, toplumsal, ekonomik ve kültürel tarihi bahislerinde alanının otorite isimlerinin başında gelir. İlahiyatçı, şair, tarihçi ve çevirmen kimlikleriyle eksiksiz bir münevver olarak temayüz eder. Bu kitapta ise Mikâil Bayram Hoca’nın asıl uzmanlık alanı olan ve doktora eğitiminden itibaren üzerinde emek sarf ettiği, Selçuklu Anadolusu’na dair az bilinen ve eski dergilerin arasında kalmış makalelerini yeniden derledik. Bir kısmı ilk kez yayımlanacak olan bu yazılarında Hoca; Konya’daki siyasi ve toplumsal ortamdan Tokat ile Malatya’daki ilmî ve kültürel inkişafa, Sinop ve Kayseri’deki Ahilik faaliyetlerinden Moğolların Anadolu’daki istila hamlelerine, medreselerden tekkelere, dinî inançlardan taht kavgalarına ve Türkmen katliamlarına, Firdevsî’den Hacı Bektaş’a, Sadreddin Konevî’den Mevlânâ ve Ahî Evran’a kadar oldukça geniş bir perspektifle 13. yüzyıl Anadolusu’na ışık tutuyor.

Аннотация

Uluslararası ilişkiler; zaman içerisinde gelişen ve değişen, çok boyutlu bir yapıya sahiptir. Ülkeler arasındaki ilişkiler; dış politika, müzakere süreçleri, terör, ticaret ve ekonomi gibi daha birçok farklı düzlemde varlık göstermektedir. Bu ilişkileri tam manasıyla kavrayabilmek, muhakkak ki farklı bağlamlardaki detaylı analizleri ve çok yönlü bakış açılarını gerektirmektedir. Söz konusu inceleme ve analizler, taraf ülkeler adına dengeli bir sistemde ilerlemediği takdirde ele alınan çalışmalar, inşa edildikleri dengesiz temelde sarsılacaklardır. Karadeniz Bölgesi’nin şüphesiz en güçlü iki ülkesi olan Türkiye ve Rusya; Orta Doğu, Karadeniz, Doğu Akdeniz ve Kafkasya’da güçlü bir etkiye sahiptir. Muhammet Koçak, «21. Yüzyıl Türkiye-Rusya İlişkileri» adlı çalışmasında söz konusu ülkelerin günümüzde eriştiği seviyeyi anlayabilmek için öncelikle iki ülkenin tarihî kökenlerinin iyi kavranabilmesini sağlamış; mevcut liderleri ile onların girişimlerinin ışığında Türkiye ve Rusya ilişkilerinin 21. yüzyılda geldiği konumu incelemiştir. Elinizdeki kitap, Türkiye-Rusya ilişkilerine dair mevcut literatürün önemli bir basamağını oluşturmaktadır.

Аннотация

Durum öykücülüğünün edebiyatımızdaki en güçlü temsilcilerinden olan Memduh Şevket Esendal, «Veysel Çavuş» adlı kitabında okuyucularına âdeta toplumun içinden gerçekçi bir tavırla seslenmektedir. Esendal, birbirinden güzel hikâyeleri ile her yerde karşımıza çıkabilecek sıradan insanların sıradan yaşamlarına ortak eder bizleri. Öyle ki bu insanların ardı arkası kesilmeyen dedikodularına, karşılıksız kalan aşklarına, geçim sıkıntılarına, yaptıkları küçük hesaplara ve kıskançlıklarına şahit oluruz. Kitaba ismini veren «Veysel Çavuş» hikâyesinde ise harp zamanı tekrar orduya çağrılan bu askerin geride bıraktıklarının tesiri altında kalmamak mümkün değildir. «Bereket versin ki insan; üstünden günler, aylar geçince her şeyi unutur. Yoksa duyulan acılar sürüp gitse onun ağırlığına en duygusuz, en kayıtsız adamlar bile dayanamazlar.»

Аннотация

Yirmi üç numaralı otobüste, elmacık kemikleri çıkık yüzlü kıza âşık olan Zaim, gençliğinden ömrünün sonuna kadar sürdürdüğü hayatın acı ve hüzünlü yıllarını anlatıyor. Otobüste tanıdığı o masum ve güzel kızın bir gün eşi olup bir kız çocuğuna sahip olabileceklerini yalnızca hayal ederken buna kavuşuyor ancak hayat, hiçbir zaman ona beklediği saadet ve huzuru vermiyor. Zamanla solmuş ve yitip giden bir sevginin hikâyesi… «Birbirimizi yok etmek için ne gerekiyorsa yapıyoruz, biz niye bu hâle geldik? Hayatımız tam bir cehennem! Buna uzun süre ne sen ne de ben katlanabiliriz artık; yeterince çöktük zaten. Bütün becerebildiğimiz şey, içinde bulunduğumuz durumu kavrayıp bir çözüm yolu bulabilmek. Kendimize yeteri kadar şans tanıdık; yan yana duramıyoruz artık. Bir arada durmamızın bir anlamı ve gayesi olmalı. Yıllar önce böyle bir tehlike ile karşılaşma ihtimalinin az olmadığını biliyordum, fakat geçmiş ve geçmişte konuşulanların bir önemi kalmadı artık. Bu, bizi yavaş yavaş yok eden, kendi ellerimizle yarattığımız hayatımızın içinden nasıl kurtulup çıkabiliriz?»

Аннотация

Kadınların edebiyatla uğraşmasının hoş karşılanmadığı Victoria çağında Emily Brontë, kendi yolunda ilerleyerek ezberleri bozdu. Kız kardeşleriyle birlikte önce erkek isimleri kullanarak edebiyata hizmet etti. Ardından İngiliz edebiyatının kült eserleri arasında sayılan Uğultulu Tepeler’i okuyuculara kazandırdı. Aradan geçen uzun yıllara rağmen eserin hâlen popülerliğini koruması, Brontë’nin karakterleri titizlikle ilmek ilmek örmesiyle ilişkili olsa gerek. İnsan psikolojisinin karakterler üzerinden ne kadar iyi analiz edildiğine tanık olduğumuz Uğultulu Tepeler aşk ile nefret, tutku ile intikam gibi çetrefil duygularla yoğrulmuş bir eser. Öyle ki pek çok kişi tarafından eserdeki olayların gerçeğe aykırı bulunmaması, Emily Brontë’nin kendi hayatından da izler taşıdığını akıllara getirmiştir. «Biri ümitle beklemesini bilmiş, öbürü ümitsizliğe kapılmıştı; ikisi de kaderlerini seçti, ikisi de buna katlanmak zorunda kaldı.»

Аннотация

Türk edebiyatının usta öykü yazarı Memduh Şevket Esendal, birbirinden sürükleyici 25 hikâyeden oluşan Mendil Altında adlı eserinde bireyin ferdî ve içtimai yaşayışını mahirane bir üslupla okuyucuya aktarmayı başarıyor. Usul usul, âdeta hasbihâl edercesine akan arı bir dil ile kaleme aldığı öykülerinde modası geçmemiş bir mizah anlayışıyla insanları güldürmeyi beceriyor. Günümüz insanlarının hâlleri, her şeyin farkında olan ama sessiz kalmayı tercih eden kadınların yanı sıra hovardalık yaparak kendini akıllı takımından sayan erkekler, siyasi birtakım düzenbazlıklar, köylülerin kurnazlığı ve hepimizin özlem duyduğu ancak mazide kalmış olan mahalle kültürü gibi çok zengin bir konu çeşitliliğine sahip bu hikâyeler; hayal âleminizde nostalji rüzgârı estirecek!.. «Pencerenin önüne oturdu. Ortalık kararmış, ışıklar yanmış. Her nedense 'Ölüm nasıl olsa gelecek!' diye düşündü. Sonra Yusuf’u ve ailesini göz önüne getirdi. Bunlar da değişen, yenileşen yaşayışa ucundan kıyısından da olsa girmiş, sürüklenip giden bahtiyarlar. Doktor o hayatın dışında kalmış. Bu ne demek? Bu o demek ki hayat yürümüş gitmiş, o birlikte yürüyememiş. Geride kalmış. Bu ihtiyarlamanın, kocalmanın, ölmenin ta kendisi…»

Аннотация

Henry Ford… Otomotiv endüstrisinin gidişatını değiştiren, adıyla anılan Fordizm ile üretim biçimini yeniden inşa eden, ekonomiden sosyolojiye, pek çok alanda araştırmaya, eleştiriye, ideolojik tartışmaya konu olmuş bir isim o… Kara mizahın şaheserlerinden Modern Zamanlar’daki fabrika sahnesi kült olmuştur. Chaplin, önünden hızla akıp giden seri üretim bandının önünde bocalar ve tüm fabrikadaki işleyişi bozar… Hayatım ve İşim’de Henry Ford, bizzat kaleme aldığı yaşam öyküsüyle bizi, dünyayı âdeta altüst eden yeniliklere imza atan insan Henry ile tanıştırıyor. Kuşlara ve doğaya düşkün, Edison ve doğa bilimci John Burroughs’la yakın dost olan biri o. Grev ve sendika kelimelerine uzaklığı, Yahudilerle ilgili “kendine has” düşünceleri, sermayenin kimin elinde olduğuna bakmaması gibi en hafif tabirle farklı bir düşünce yapısını bizlerle paylaşıyor. Henry Ford, eleştirilmeyi ama hakkında daha çok düşünmeyi ve bilgi sahibi olmayı da sonuna kadar hak ediyor. «Düşünmek, herhangi birinin yapabileceği en zor iştir ve muhtemelen düşünen insan sayısının bu kadar az olmasının nedeni de budur. Kaçınılması gereken iki aşırılık vardır: Biri eğitimi küçümseme tutumu, diğeri ise bir eğitim sisteminden geçmenin cehalet ve vasatlığın kesin tedavisi olduğunu varsaymanın acınası şımarıklığıdır.»

Аннотация

Kimi zaman bir ateşin etrafına toplanmış insanlar arasında kimi zaman uykunun sıcak kollarına kendisini bırakamayan bir çocuğun odasında kimi zaman da büyülü gibi görünen bir kitabın sayfalarında rastlarız masallara. Kimileri masalları görmezden gelip hayal gücünün eşsiz diyarlarından mahrum kalırken Grimm Kardeşler gibileri ise köy köy, kasaba kasaba dolaşıp unutulmaya yüz tutmuş olan masalların peşine düşer. Grimm Kardeşler, çıktıkları masal dedektifliği yolculuklarının sonunda buldukları tüm masalları bir araya toplar ve kendileri gibi yolculuğa çıkmak isteyen insanların, ellerine aldıkları bir kitapla diyarlar arasında geçiş yapabilmelerini sağlarlar. Okuyucu, Grimm Masalları’nın kapağını bir kez açtığında geri dönülemez bir yolculuğa çıkar; Rapunzel’in kulesini keşfederken birden Külkedisi’nin baloya giden arabasına rastlar, Hansel ile Gretel’in izlerini takip ederken ormanda koşturan küçük kızı kırmızı başlığından tanır. Evet, diyarlar arası geçiş yapmak isteyenlerin bu kitabın kapağını açıp okumaya başlamaları yeterlidir!..

Аннотация

Kimmeryalı Conan… Akilonya’ya bileğinin gücüyle kral oluyor zira soylu değil. Halkına karşı son derece adil, müşfik bir kral o. Ve dostundan çok düşmanı var. Hem büyük savaşçı hem de zeki ve kurnaz biri olsa da o devirler karanlığın, büyünün, melekten çok şeytanın devirleri… Gizemli taş Ahriman’ın Kalbi sayesinde büyücü Xaltotun’u üç bin yıllık uykusundan uyandıran ve ondan yardım isteyen düşmanları bakalım bu kez Conan’ı alt edebilecek mi? Kılıç ve Büyü türünün yaratıcısı, çok genç yaşta hayata veda eden Robert Howard’ın eşsiz karakteri Conan’la yine olağanüstü bir macera… «Haber güneyden geldi. Gece rüzgârı fısıldadı, kargalar gakladı ve zalim yarasalar baykuşlara bildirdi, sonra da eski yıkıntılarda pusuya yatmış yılanlar öğrendi. Kurt adamlar, vampirler, geceleri dolaşan siyah şeytanlar da öğrendiler. Uyuyan Gece uyandı ve ağır yelesini savurdu, derin karanlıklarda çalındı davullar ve garip çığlıklar geceleri dolaşan adamları ürküttü. Ahriman’ın Kalbi’nin, esrarlı kaderini tamamlamak için geri döndüğünü haber aldı herkes.»

Аннотация

Fantastik edebiyatın başarılı ismi Edgar Allan Poe’nun, yazdığı birbirinden ilginç ve hepsi birer başyapıt olan öyküleri bu kitapta bir araya toplanmaktadır. Poe, bu kitabındaki öykülerin kurgusunda hazırladığı sıra dışı edebî paradokslar aracılığıyla okuru şaşırtıyor. “Valdemar Yakasındaki Gerçekler” adını taşıyan öyküsünde, tam ölmek üzereyken hipnoz altına alınan bir adamın yaşadıkları anlatılıyor. “Hans Phaal’ın Duyulmadık Serüveni”nde, Hollandalı bir körük yapımcısının, alacaklılarından kurtulmak için yaptığı balonla Ay’a yolculuk ve Dünya’nın gökyüzünden görünümüyle ilgili yazdığı inanılmaz gerçekler konu ediliyor. Binyıl sonrasından 1840’lara gönderilen bir mektup olan “Mellonta Tauta”; beş binyıllık Mısırlı bir mumya ile zamanın bilginlerinin çeşitli konulardaki tartışmalarının anlatıldığı “Mumya ile Konuşmalar”; simyada anlatılanların gerçek olduğu “Von Kempelen’in Buluşu” Poe’nun bu derlemede yer alan bilim kurgu öyküleridir. Poe’nun bu öyküleri yazarken, düş gücünün sınırlarını ne derece zorladığını görünce bir kez daha şaşıracaksınız.