Скачать книгу

Tezcatlipoca, Aztek panteonundaki en yüce figürdü. Olimpos’taki Zeus gibi diğer bütün tanrıların üzerindeydi. Yeryüzünün ve gökyüzünün her yerde hazır bulunan yaratıcısı, dünyanın görünmez ve her şeyi bilen tek hükümdarı olarak ona yakarılırdı.

      Tezcatlipoca’ya hitap etmek için kullanılan çeşitli unvanlar, ona duyulan hürmeti de göstermektedir. Dualardaki en yaygın adı Titlacauan “Onun Köleleriyiz”di. Ayrıca sonsuza dek genç kalacağına inanıldığından Telpochtli “Gençlik”ti; kudretli ve ikna edilemez olduğundan Moyocoyatzin “Kararlı Yapıcı”ydı35; ibadette titizlik istediği için Monenequi “Dua İsteyen”di; insan ırkının efendisi olarak Teyocoyaui “İnsanların Yaratıcısı” ve Teimatini “İnsanları Yok Eden”di. Kıskanç ve korkunç olduğu, insanlara salgınları, kıtlıkları ve berbat hastalıkları musallat eden ve savaşları körükleyerek kavgayı kışkırtan ilah olduğu için ise Yaotzin “Başdüşman”, Yaotl necoc “İki Tarafın Düşmanı”, Moquequeloa “Alaycı”, Nezaualpilli “Oruç Tanrısı”, Tlamatzineatl “Tövbekârlığa Zorlayan” olarak adlandırılıyordu. Ayrıca karanlık, görünmez ve anlaşılmaz olduğu için Yoalli ehecatl “Gece Rüzgârı”ydı.36

      Hava ve karanlıktan oluştuğu söylenirdi. İnsanlar tarafından görüldüğünde ise maddesiz bir gölgeden ibaretti. Tüm tanrılar arasında zamanın hücumlarına karşı koyabilen bir tek oydu, daima genç ve kuvvetliydi, yıllar geçse de yaşlanmıyordu. Böylesi bir düşman karşısında kim zafer ümidi besleyebilirdi ki?

      “Tezcatlipoca” ismi tuhaf bir anlama sahiptir. “Tüten Ayna” anlamına gelmektedir. Bu garip metafor için çeşitli açıklamalar getirilmiştir. Azteklerin kullandığı aynalar, tıraşlanarak dairesel biçime getirilmiş cilalı obsidyen levhalardı. Tezcapoctli yani dumanlı ayna taşı denilen bu kara taşın çeşitleri vardı. Zaman zaman bu taştan Tezcatlipoca’nın putları yapılırdı.37 Fakat bu çok kolay bir açıklama gibi gözüküyor.

      Başkaları ise hiç şüphesiz karanlık ve gecenin ruhu olduğundan, Tezcatlipoca’nın anlamı bakımından aya işaret ettiğini ileri sürmüştür. Ay, gökyüzünde parlak bir ayna gibi asılı durur fakat yerlilerin duman sandığı şeyle kısmen gölgelenir.38

      Ne var ki ben aynanın çok tanıdık bir şey olan su yüzeyine işaret ettiğine inanıyorum. Dumanın ise gerçek dumanın durgun havada yaptığı gibi geceleri göl ve nehirlerden yükselen sis olduğunu düşünüyorum.

      Karanlığa ve geceye nezaret ettiği için kasvetli rüyalar ve gölgelerin Tezcatlipoca tarafından gönderildiğine inanılıyordu. Kokarca ile çakal gibi gece av peşinde dolaşan hayvanlar onun için kutsaldı. Dolayısıyla isimleri, çeşitli sıfatları, kutsal hayvanları ve mitleri bu ilahı, ister fırtınadan isterse geceden kaynaklanıyor olsun, karanlığın ilkel bir kişileştirilmesi olarak belirlemede birleşmektedir.39

      Yeryüzündeki görünümü hakkındaki yaygın inanışlar bunu iyice ortaya koymaktadır. Daima gece vakti ve ormanın karanlığında gözükürdü. Avcı, düşen ağaçların gürültüsünü andıran bir ses duymuşsa bu, gece gezintisindeki tanrının dev bedeninin muazzam soluklarından ibaret olurdu. Adam, cesaretini yitirdiği takdirde tanrının dehşetli varlığını görür görmez oracıkta ölürdü. Fakat gözü pek biriyse ve üzerine hücum edip onu belinden kavrayacak olursa, tanrı çaresiz kalıp avcıya ne dilerse bahşedecekti. “Ne dilersen dile, senin olacak,” diyecekti tutsak ilah. “Yalnız güneş doğmadan beni bırakmayı unutma. Zira güneş gözükmeden gitmem gerek.”40

      2. Tanrı Quetzalcoatl

      Kadim ve bütünüyle mistik anlatıda Quetzalcoatl, sonsuz ve yaratılmamış olan tanrının en yukarıdaki ya da on üçüncü göğünde doğan ve kendisi gibi ilah olan dört biraderden biridir. Bu sonsuz ve yaratılmamış olan tanrı, erkek görünümlerinde Tonaca tecutli “Varlığımızın Rabbi” ve Tzin tcotl “Başlangıcın Tanrısı” ve dişi görünümlerinde ise Tonaca cihuatl “Varlığımızın Kraliçesi”, Xochiquetzal “Güzel Gül”, Citlallicue “Yıldız Etekli” ya da “Samanyolu”, Citlalatonae “Isıtan Yıldız” ya da “Sabah” veya Chicome coatl “Yedi Yılan” olarak tanınıyordu.41

      Bu dört kardeşten biri Kara Tezcatlipoca, diğeri Kızıl Tezcatlipoca’ydı. Dördüncüsü ise Meksika şehrinde diğerlerinin hepsinden çok tapınılan ilah olan Huitzilopchtli “Solak”tı. Tezcatlipoca (mit ilerledikçe tek bir isim haline gelmiştir) tahminlerin ötesinde bir bilgeliğe sahipti. Tüm düşünceleri ve kalplerdekini bilir, her yeri görür, gücü ve basiretiyle öne çıkardı.

      Belli bir zamanda dört birader toplanıp eşyanın yaradılışı hakkında konuştular. İş, Quetzalcoatl ile Huitzilopochtli’ye bırakılmıştı. İlk olarak ateşi, sonra güneşin yarısını, gökleri, suları, suların içinde Cipactli adlı balığı ve onun etinden de katı toprağı yarattılar. İlk ölümlüler, Cipactonal adlı erkek ile Oxomuco adlı kadındı.42 Bu çiftin bir oğlu oldu. Dört tanrı, bu delikanlının bir karısı olsun istemişti. Bu yüzden, kendi kutsal anneleri Xochiquetzal’ın başından aldıkları bir saç telinden ona bir eş yaptılar.

      Artık iki kardeş, yani Tezcatlipoca ve Quetzalcoatl arasında mücadele başlayacaktı. Bu mücadele, tüm sakinleriyle beraber dünyayı defalarca yok edecek ve göksel ışıkları dahi tam bir yıkıma sürükleyecekti.

      Quetzalcoatl’ın yarattığı yarım güneş dünyayı güçsüz bir şekilde aydınlatabiliyordu. Bu yüzden, dört tanrı buna bir yarım güneş daha eklemek konusunda görüşmek için bir araya geldi. Onların kararını beklemeyen Tezcatlipoca, kendini bir güneşe çevirdi. Buna karşılık, öteki tanrılar, dünyayı müthiş devlerle doldurdular. Bu devler, elleriyle ağaçları kökünden söküp atabilecek güçteydi. On üç kez yaşanan elli iki yıllık savaşlar çağı bitince Quetzalcoatl, kocaman bir sopayı kavrayıp tek hamleyle Tezcatlipoca’yı gökyüzünden sulara attı. Sonra kendisi güneş oldu. Düşmüş tanrı ise kendini bir kaplana dönüştürdü. Kardeşleri kıskançlığa kapılıp onun gökyüzünden aydınlatmakta olduğu dünyayı devlerle doldurmuştu. İşte şimdi kaplan kılığındaki Tezcatlipoca, devlere saldırıp onları mideye indirmek için dalgaların arasından çıktı. Ardından gece semalarına geçerek Büyük Ayı takımyıldızı haline geldi.

      Bir çağ boyunca dünya, güneş olan Quetzalcoatl’ın altında serpildi fakat Tezcatlipoca yalnızca fırsat kolluyordu. Bu çağ sona erince Tezcatlipoca bir kaplan olarak ortaya çıkıp Quetzalcoatl’a patisiyle öyle bir darbe indirdi ki onu göklerden savurup attı. Devrilen tanrı, dünyayı şiddetli bir kasırgayla silkeleyerek intikamını aldı. Öyle ki birkaçı hariç dünyanın tüm sakinleri yok olmuş, sağ kalanlar ise maymunlara dönüştürülmüştü. Sonra muzaffer birader, karanlık ile su ve yağmurların tanrısı olan Tlaloc’u güneş olması için göğe yerleştirdi. Fakat yarım çağ sonra Quetzalcoatl yeryüzüne bir ateş seli boşalttı, Tlaloc’u gökyüzünden sürerek onun yerine güneş olarak Tlaloc’un karısı tanrıça Chalehintlicue’yi yani Zümrüt Etekli’yi getirdi. Onun döneminde dünyaya öyle çok yağmur yağdı ki bütün insanlar ya boğuldu ya da balıklara dönüştü ve nihayet gökler yere düştü, güneş ile yıldızlar

Скачать книгу


<p>35</p>

Moyocoyatzin, yocoya “yapmak” fiilinin saygı eki tzin ile üçüncü tekil şahıs çekimidir. Sahagun, hem yerde hem de gökte dilediği şeyi yapabildiği ve kimse ona engel olamadığı için ona bu unvanın verildiğini söyler. (Historia de Nuvea Expaña, Lib. III. Böl. II.) Bu ismin onun faal aklı ve yaratıcı gücüne göndermede bulunduğunu düşünüyorum.

<p>36</p>

Bütün bu unvanlar şu eserde bulunabilir: Sahagun, Historia de Nueva España.

<p>37</p>

Sahagun, Historia, Lib., Böl. XXXVII.

<p>38</p>

Anales del Museo Nacional, Tom, s. 257.

<p>39</p>

Señor Alfredo Chavero, Tezcatlipoca’nın ilk başta ay olduğuna inanmaktadır. Bu tanrı, karanlığın hükümdarı olduğundan ayın onun sembollerinden olduğuna şüphe yoktur. Öte yandan, M. Girard de Rialle, onun bir güneş tanrısı olduğunu düşünmektedir. Eminim ki orijinal kaynakların daha detaylı bir incelemesi M. De Rialle’ın fikrini değiştirirdi. Dr. Schultz-Sellack bu ilahı “Wassergott” olarak görür ve Die Amerikanischen Götter der View Weltgegenden, Zeitschrift für Ethnologie, Bd. XI, 1870 künyeli makalesinde ona “kuzey”i tahsis eder. Bu fikir, onun âşık karakterine daha çok yaklaşmaktadır.

<p>40</p>

Torquemada, Monarquia Indiana, Lib. XIV, Böl. XXII.

<p>41</p>

Tanrı Quetzalcoatl’ın doğumu konusundaki başlıca otoriteler şöyledir: Ramirez de Fueuleal Historia de los Mexicanos por sus Pinturas Böl. I, Anales del Museo Nacional; ikisi de Kingsborough’nun Mexican Antiquities’inde yer alan Codex Telleriano-Remeusis ve Codex Vaticanus.

Tonaca tecutli için yapılan genel tercüme “Varoluşumuzun Tanrısı” şeklindedir. To “Bizim”, naca “et”, tecutli “şef veya efendi”. Gerçekte daha ince bir anlama sahiptir. Naca yenilen et için kullanılmaz (bu anlama gelen gelime nonoac’tır) aksine bedenlerimizin etidir, canımız ve varlığımızdır. Bkz. Anales de Cuauhtitlan, s. 18.

<p>42</p>

Cipactli ve Cipactouall adları tatmin edici biçimde analiz edilmemiştir. Senor Chavero’nun önerdiği köken (Anales del Museo Nacional, Tom. II s. 116) yalnızca hayal ürünüdür: tonal şüphesiz tona “parlamak / uyarmak” fiilindendir; cipuetli’nin ise chipanac “güzel yahut berrak bir şey” kelimesinin kişi ekli ve yumuşatılmış bir şekli olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla, bu birleşik kelimenin anlamı “ Güzel ve Parlak Kişi”dir. Chavero’nun xomitl “ayak” kelimesinden türettiği oxomueo ise belki de Popol Vuh’a göre “insan ırkının anası” anlamında olan ve Maya dilinde “saklamak” ya da “toprağa gömmek” anlamındaki bir kökten geldiğini başka çalışmalarda gösterdiğim xmukane kelimesiyle aynıdır. Bkz. The Names of th Gods in the Kiche Mythss Trans of the Amer. Phil. Soc, 1881.