Скачать книгу

devam edin!

      Tahmin edeceğiniz gibi bu oruç sırasında kilo verdim, tam 8,5 kilo. Asıl hedefim bu olmasa da hoş bir yan etki oldu. Daha güzeli, oruç bittikten bir ay sonra baktığımda hâlâ 7 kilo eksideydim. Bu çok iyiydi. Sağlık göstergeleri konusunda çok takıntılı biri olduğum için, orucun etkilerini görmek açısından on yedi buçuk günlük orucumun öncesinde ve sonrasında kan testleri yaptırdım. Bu sonuçların bazıları öngörülebilirdi ama bazıları beni çok şaşırttı. Oruç öncesi ve sonrası kan değerlerim şöyleydi:

      Bu rakamların çoğu, ileri kolesterol testleri de dahil olmak üzere, kardiyovasküler sağlıkla ilgili. Cholesterol Clarity (Kolesterol Arınması) kitabımda bu göstergelerle ilgili ayrıntılı bilgileri bulabilirsiniz. Ama burada ne olduğunu size açıklayayım. Ötekilerden çok daha öne çıkan bir şey fark ettiniz mi? Evet, kolesterol. Toplam kolesterolüm herhangi bir ilaç kullanmadan üç haftadan kısa süren oruç sırasında 100 puan düşmüştü. Biz kolesterol hastalarına genellikle kalp krizi riskine karşı kolesterolümüzü düşürmek için ilaç kullanmanın tek yol olduğu söylenir.

      İyi kolesterol olarak da bilinen HDL-C değerim de öngörülebilir biçimde 61’den 50’ye inmişti. Bunun nedeni, HDL kolesterolü yapmak için ihtiyaç duyulan temel bileşenin yağ, özellikle katı yağlar olmasıdır. Dolayısıyla hiçbir şey yemediğinizde HDL’nizin düşmesi normaldir. Ama toplam kolestrol rakamındaki en büyük düşüş LDL-C değerindeydi, 216’dan 131’e düşmüştü ama bu da orucun sağlığıma katkıları açısından bütün hikâyeyi anlatmaya yetmiyor. Oruç, daha önce farmakolojik hiçbir ilacın yapamadığı bir şey yapmıştı.

      NMR lipo profil testi olarak bilinen gelişmiş lipid paneli, LDL partiküllerinin gerçek sayısını ve büyüklüğünü gösterir. Ben oruca başladığımda toplam LDL partikülleri (LDL-P) 2889, küçük LDL-P (kötü LDL) ise 1446’ydı. Oruç bitiminde bu değerler sırasıyla 1664’e ve 587’ye düşerek çok ciddi bir iyileşme göstermişti. Ama bu test sonuçlarının belki de en çarpıcısı, kardiyovasküler risk faktörünü gösteren Lp(a) (Lipoprotein a) değerleriydi. Lp(a) değerim başlangıçta 441 gibi çok yüksek bir rakamdı (hep böyle yüksek olmuştu), oruç sonunda ise 143’e gerilemişti. Bu, orucun tıbbi yararlarının en iyi göstergesidir.

      Son iki test sonucu, açlık insülini ve inflamasyonun temel bir göstergesi olan hsCRP (yüksek duyarlılıklı C-reaktif protein) değerlerini gösteriyor. Bu değerler oruca başladığımda kötü değildi ama oruçla birlikte daha da iyileşti. İnsülin düzeyimde neredeyse dört puan azalma vardı ve hsCRP neredeyse yarıya inmişti.

      Sonuçta bu test sonuçları bana üç haftalık orucun çok büyük bir başarı olduğunu söylüyordu. Ama hepsi bu kadar değildi.

3., 4. VE 5. UZUN ORUÇ DENEMELERI: BIR HAFTA DAHA, ORUÇ DÖNGÜLERI VE YEMEDEN GEÇEN BIR AY

      2015 Ekim ayı ortasında kan değerlerimde yine benzer bir değişiklik görecek miyim diye merak ettiğimden bir haftalık başka bir oruç tuttum. İlginç biçimde kan şekerim yine 70’lere, 80’lere düştü ve 6 kilo verdim. Ama bu defa kilo verişim kalıcı olmadı. Belki de ben sonuçların kalıcı olması için uzun oruç sürelerine ihtiyaç duyan insanlardan biriyim.

      Daha sonraki oruç denemem Aralık 2015’te oldu. Bu defa orucun arasına birkaç gün yemek yeme araları ekleyerek bunun bende nasıl sonuç vereceğini denemek istedim. Altı gün oruç tuttum, 7. gün yemek yedim. Sonra beş gün daha oruç tuttum ve 13. gün yemek yedim. Ardından dört gün daha oruç tuttum ve orucu bitirdim. Böyle küçük değişiklikler yapmak eğlenceliydi ama neredeyse aralıksız üç hafta oruç tuttuğum zamanki sonuçları alamadım. Kan şekerim ve keton düzeylerim uzun bir oruçtan bekleyeceğim düzeylere erişmedi hiç. Bununla birlikte 8 kilo verdim ve bir ay sonra kontrol ettiğimde verdiğim 2 kiloyu hâlâ geri almadığımı gördüm. Ama oruca dair denemek istediğim çok uç bir fikrim daha vardı.

      Ocak 2016’da bütün bir ay oruç tutmaya karar verdim. Evet, doğru duydunuz. Aralıksız otuz bir gün oruç tutmak istiyordum. Ürkütücüydü ama daha önceki uzun oruç denemelerimin sonuçları bana cesaret vermişti, o yüzden denemeye karar verdim. Bu defa oruç sırasında vücudumdaki yağ ve kas kütlesinin nasıl etkilendiğini görmek için DXA taraması diye bilinen “dual-enerji x-ray absorbsiyometri” taraması yaptırmanın ilginç olacağını düşündüm. Sosyal medyadaki takipçilerimin bir kısmı bu oruç denemeleri sırasında çok fazla kas kaybettiğimi düşünüyordu. Dolayısıyla 2016 ocağındaki orucumdan önce ve sonra DXA taraması yaptırdım. Sonuçları birazdan söyleyeceğim.

      Bu oruçta her şey su gibi akıyordu, kan şekerimde harika iyileşmeler görüyordum, yeniden 60’lara, 70’lere inmişti, keton düzeylerim yine 2,5 milimoların üstüne çıkmıştı ve kendimi harika hissediyordum. 11. gün kan şekerimi ve keton düzeyimi saat başı ölçerek neler olup bittiğine bakmaya karar verdim. Sonuçlar 34. sayfadaki tabloda.

      Bunlar muhteşem değerlerdi ve on bir gündür ağzıma lokma koymamış olmama rağmen bütün gün kendimi inanılmaz iyi hissediyordum.

      13. gün oruca ara verip yemek yemek zorunda kaldım çünkü eşimin ailesini ziyaret etmek için Virginia’ya gidiyorduk. Stres beni yeniden ele geçirdi ve oruca dayanma kabiliyetimi elimden aldı. Neyse ki bir gün aradan sonra yeniden devam ettim ve üç gün sonra geri dönüş yoluna kadar sorunsuz devam ettim. Stres ikinci kez oruca ara vermeme neden oldu. Seyahat sırasında açlık, zayıflık ve genel hissiyatım kendimi duvara çarpmışım gibi hissettiriyor. Dolayısıyla 16. gün yeniden yemek yedim ve ertesi gün oruç tutmaya devam ettim. 6 gün daha oruç tuttum. 22. günde bir ara daha verdim ve sonraki 9 gün yine oruç tutarak ayı tamamladım. Toplamda Ocak 2016’da ayın otuz bir gününden yirmi sekizinde oruç tuttum.

      Oruca birkaç kez ara verdiğimden kan şekerim ve keton düzeylerim inip çıksa da 10 kilo verdim ve ertesi ay bunun 6,5 kilosunu geri almamayı başarmıştım.

      Peki DXA sonuçları nasıl çıktı? Harikaydı. Bu tarama 4,5 kilo vücut yağı ve bir 4,5 kilo da “yağsız dokudan” yani kas ağırlığından kaybettiğimi gösteriyordu. Bu bahsi geçen “kas kaybının” hepsi karın bölgesindeydi, aslında bacaklarımdaki ve kollarımdaki kaslar artmıştı. Sonuçları Dr. Fung ile paylaştığımda, bazen DXA taramasının organ dokularındaki yağ kaybını kas kaybı olarak hatalı gösterebildiğini belirtti. Başka bir deyişle, muhtemelen kas kaybetmemiştim, iç organlarımın etrafındaki yağı kaybetmiştim, ki bu çok iyi bir şey!

      Bundan sonra birkaç hafta düşük karbonhidratlı ketojenik beslenmeye devam ettim ve başka bir DXA taraması yaptırdım. Kas kaybı diye bahsi geçen her şey tamamen yok olmuş ve oruçtan önceki haline dönmüştü. Bu sadece size bu ölçümlerin bir araç olduğunu ve hatalı çıkarımlara kapılmamak gerektiğini gösterir. İşin aslı, yirmi sekiz günlük orucum sırasında kas filan kaybetmemiştim ve bu çok kayda değer bir şey! Bu, orucun yan etkisi olduğuna inanılan şeyin aslında tam tersi olduğunu gösteriyor. (Dr. Fung 84. sayfada orucun kas kaybına yol açtığı efsanesinden detaylı biçimde bahsediyor.)

SONUÇ: BIR ORUÇ FANATIĞI!

      Muhtemelen faydasını görmek için uzun oruçlara ihtiyaç duyan biri olduğumdan dolayı, kendi kişisel oruç kurallarımda hâlâ ufak tefek düzeltmeler yapıyorum. Stresli olduğum zamanlar oruç tutmaya kalkışmamak benim için çok önemli, bu mutlu bir stres olsa bile. Seyahat sırasında uzun oruçlar tutmak yapabileceğim bir şey değil (eğer uçuş süresi dört saatten kısa olursa aralıklı oruçları çok kolay tutabilirim ama). Aynı şekilde kitap yazmak ya da konferansa katılmak gibi sıra dışı aktiviteler esnasında da. Bu oruç deneyimlerimden öğrendiğim önemli bir ders.

      Eğer

Скачать книгу