Скачать книгу

ve, ‘’Bazen hayatta elimde kalan tek şeyin… sen olduğunu düşünüyorum.’’ dedi.

      Bir an Riley ona sarılmak istedi. İş ortağı olarak çalıştıkları zamanlarda Bill onu hem fiziksel hem de psikolojik olarak pek çok kez kurtarmıştı. Ama dikkatli olması gerektiğini biliyordu. Ayrıca insanların bu tür zamanlarda biraz çılgın olabileceklerini de biliyordu. Kendisi alkollü olduğu bir gece Bill’i aramış ve ona ilişki teklif etmişti. Şimdi durumlar tersine dönmüştü. Bill’in kendisine bağlanmaya hazır olduğunu, kendisinin ise tek başına yeterince özgür ve güçlü olduğunu hissetmeye başlamıştı.

      “Biz iyi ortaklardık,” dedi. Bu söz çok sıradandı ama söyleyecek başka söz bulamamıştı.

      Bill uzun ve derin bir nefes aldı.

      “Bu konuda konuşmak için buraya geldim,” dedi. “Meredith seni Phoenix davasına çağırdığını söyledi. Ben bu davada çalışıyorum. Bir ortağa ihtiyacım var.”

      Riley yalnızca kızgınlık hissiyle doldu. Bill’in ziyareti bir tür pusu gibi görünüyordu.

      “Meredith’e bu konuyu düşüneceğimi söyledim,” dedi.

      “Ve şimdi ben sana soruyorum,” dedi Bill.

      Aralarında bir sessizlik oldu.

      “Peki ya Lucy Vargas?” diye sordu Riley.

      Ajan Vargas Bill ve Riley’le son davalarında birlikte çalışan yeni bir ajandı. Her ikisi de onun çıkardığı işten etkilenmişlerdi.

      “Ajan Vargas’ın bileği henüz iyileşmedi,” dedi Bill. “En azından bir ay daha bölgeye gelemez.”

      Riley bu soruyu sorduğu için kendisini aptal gibi hissetti. Kendisi, Bill ve Lucy zincir katili olarak bilinen Eugene Fisk davasında birlikte çalışırlarken Lucy düşerek bileğini kırmıştı ve neredeyse öldürülüyordu. Elbette bu kadar çabuk göreve dönmesi beklenemezdi.

      “Bilmiyorum Bill,” dedi Riley. “İşe ara verdiğimde kendimi daha iyi hissettim. Şu andan itibaren yalnızca eğitim vermeyi düşünüyorum. Sana tek söyleyebileceğim şey Meredith’e söylediğimin aynısı olacak.”

      “Bu konuda düşüneceksin.”

      “Doğru.”

      Bill hoşnutsuzlukla homurdandı.

      “En azından biraraya gelip bu konuyu tekrar konuşabilir miyiz?” diye sordu. “Belki yarın?”

      Riley bir süreliğine yine sessiz kaldı.

      “Yarın olmaz,” dedi. “Yarın bir adamın ölümünü izlemek zorundayım.”

      Bölüm Beş

      Riley camdan, Derrick Caldwell’in öleceği odaya baktı. Caldwell’in son kurbanı Kelly Sue Bassett’in annesi Gail Bassett’in yanında oturuyordu. Riley onu durdurmadan önce katil tam beş kadını öldürmüştü.

      Riley, Gail’in idam davetini kabul etmek konusunda kararsızdı. Daha önce gönüllü tanık olarak gazetecilerin, avukatların, kanun uygulayıcı görevlilerin, manevi danışmanların ve juri başkanının arasında bir kez izlemişti idamı. Şu an Gail ile, öldürülen kadınların dokuz akrabasıyla birlikte daracık bir alanda yanyana konmuş plastik sandalyelerde oturuyordu.

      Gail, minyon, altmış yaşlarında, narin, kuş yüzlü kadın Riley ile uzun yıllardır iletişimini korumuştu. Riley’e yazmış ve infazdan önce kocasının öldüğünü ve bu önemli olayı görmeye gideceği kimsesinin olmadığını bildirmişti. Bu yüzden Riley ona eşlik etmeye karar vermişti.

      Ölüm odası hemen orada, pencerenin diğer tarafındaydı. Odadaki tek eşya haç şeklindeki idam masasıydı. Masanın baş tarafında mavi plastik bir perde asılıydı. Riley o perdenin arkasında tıbbi boruların ve öldürücü kimyasalların olduğunu biliyordu.

      Duvarda valiliğe bağlı kırmızı bir telefon vardı. Bu telefon yalnızca son dakika af kararında çalabilirdi. Kimse bu sefer telefonun çalmasını beklemiyordu. Oda kapısının üzerindeki saat, bunların dışında görülebilen tek dekordu.

      Virginia’da mahkumlar elektrikli sandalyeyle öldürücü kimyasallar arasında tercih yapma hakkına sahiptiler. Ama çoğunlukla kimyasallar seçiliyordu. Eğer mahkum bir seçim yapmadıysa iğne yapılmasına karar veriliyordu.

      Riley, Caldwell’in elektrikli sandalyeyi tercih etmemesine şaşırmıştı. Kendi ölümüne bile pişman olmayacak gibi görünen bir canavardı o.

      Kapılar açıldığında saat 8:55’ti. İdam görevlileri Caldwell’i odaya getirdiklerinde izleyiciler arasında ne olduğu anlaşılmayan mırıldanmalar oldu. İki gardiyan onu kollarından tutmuştu ve diğeri de sağ taraflarından yürüyordu. Hepsinin ardından iyi giyimli bir adam geldi. Bu adam hapishane müdürüydü.

      Caldwell mavi bir pantolon, mavi bir iş gömleği ve sandalet giymişti. Ayağında çorap yoktu. Elleri kelepçeliydi ayakları zincirliydi. Riley onu yıllardır görmemişti. Bir seri katil olarak içeride tutulduğu kısa süre boyunca, tam bohem bir kaldırım sanatçısına yakışacak türden uzun saçları ve asi bıyıkları olmuştu. Şu anda traşlıydı ve sıradan görünüyordu.

      Karşı koymuyordu ama korkmuş gibiydi.

      Güzel, diye düşündü Riley.

      Katil idam masasına baktı ve hemen bakışlarını çevirdi. Sanki masanın başucundaki mavi perdeye bakmak istemiyor gibiydi. Bir an görüş odasının camına çevirdi bakışlarını. Birden daha sakin ve aklı başında görünmeye başlamıştı.

      “Bizi görmesini isterdim,” diye mırıldandı Gail.

      Tanıklar tek yönlü camla gizlenmişlerdi ve Riley, Gail gibi düşünmüyordu. Caldwell Riley’in hoşlanması için ona çok yakından bakmıştı. Riley adamı yakalamak için gizli görevdeydi. Dunes Beach Boardwalk’ta yürüyen bir turist gibi davranmış ve resmini çizmesi için onu kiralamıştı. Katil çalışırken abartılı bir dalkavuklukla onun uzun zamandır çizdiği en güzel kadın olduğunu söylüyordu.

      Riley o anda adamın bir sonraki kurbanı olarak kendisini düşündüğünü anlamıştı. O gece Riley kendisini yem olarak sundu ve katilin onu sahil boyunca takip etmesine izin verdi. Saldırmaya kalktığında yedek ajanların onu yakalaması çok da zor olmamıştı.

      Yakalanması çocuk oyuncağı gibi olmuştu. Kurbanlarını kesip onları buzlukta sakladığını araştırmak ise ayrı bir konuydu. Buzluk açılırken orada bulunmak Riley’in kariyerindeki en üzücü anlardan biriydi. Riley hala parçalanmış eşlerin, kızların, kardeşlerin aileleri için (Gail de bunların içindeydi) son derece üzgündü.

      “Yaşamak için çok güzel,” demişti katil onlar için.

      Katilin kendisine de bu gözle bakmış olduğu düşüncesi Riley’i ürpertiyordu. Riley, erkekler (hatta eski kocası Ryan) arada sırada kendisine güzel deseler bile, öyle olmadığını düşünüyordu. Caldwell sapına kadar korkunç bir istisnaydı.

      Patolojik canavar kendisine kusursuz güzellikte olduğunu söylerken neyi kastetmişti? Acaba kendi içinde onunki gibi canavarca bir şeyler olduğunu mu görmüştü? Katilin davasının ve tutuklanmasının ardından birkaç yıl boyunca Riley adamın hayran bakan gözleri, tatlı sözleri ve buzluk dolusu parçalanmış cesetleriyle ilgili kabuslar görmüştü.

      İdam görevlileri Caldwell’i masanın üzerine yatırıp kelepçelerini, zincirlerini ve sandallarını çıkarıp yerine bağladılar. Onu her biri

Скачать книгу