Скачать книгу

dönüyordu, yazdı

      Türküleri vay aman

      Onlar her zaman korkuluydular

      Bilmeden belki nedenini

      Tatlı sular içerlerdi testilerden

      Uçan kuşlardı hatırda kalan

      İnsanımı düşünüyorum

      Gurbet, gözyaşı olmuştur gözlerinde

      Gelmesin şu bayramlar ne olur

      Özlemleri ah anam

      Trenler acı ile sevinci taşırlar bir arada

      Kimi Bursa’da batar güneş, kimi İzmir’de doğar

      Kasetler ne çalarsa çalsın boş

      Yüreklerde hep aynı acı hava

      İnsanımı düşünüyorum

      Kadınlar kapı önlerinde oturur akşamları

      Dantel mi örerler, kader mi bilinmez

      Hüzünleri bir tamam

      Kırık bir plakta eski bir aşk yaşanır

      “Bu ne sevgi ah, bu ne ıstırap”

      Yıldızlara kayar kadının bakışları

      Gönlü uzayda dolaşmaktadır

      İnsanımı düşünüyorum

      Ekmek derdinden aşkı unutmuş

      Gün boyu iş iş iş

      Yorgunluğu of aman

      Düşünür durur geceleri

      Bolluk içinde yaşanan yokluk nedir

      Korkulu düşlerle uyanır çoğu

      Yaşam çözülmez bir bilmecedir

KEMAL

      Kemal’i mi sordun çocuğum

      Bir atı var derlerdi

      Kötülükleri ezmeğe hazır

      Umutsuzdu herkes, bitkindi

      Doğdu bir güneş gibi dağların ardından

      Mavi bakışları umut dağıtır

      Ne dağı dağdı ne ormanı orman

      Ölü toprağı serpilmişti üstümüze

      Bir “Kemal” sesiyle uyandık, baktık

      Dağlar dağ oldu, ormanlar orman

      İnsan gözü kördür çocuğum

      Anlasa da bunu, geçer zaman

      Mustafa Kemal dediler; belki Hızır’dı

      Gelinlik kızdım o zaman

      Aha şurdan geçmiş dediler orduları

      Yedi düvelle baş etmek öyle kolay değil

      Ferman halkındı artık; padişahın değildi

      Herkes sıvadı kolları

      Tersaneler, okullar, fabrikalar

      Sevinçle dinlerdik bunları

      Düştük yollara, kadın, kız, erkek

      Duyuldu her yerde özgürlük şarkıları

      Sen Kemal’i sormuştun çocuğum

      Ben görmedim, lâkin varmış hilâl bıyıkları

      Bir atı var derlerdi

      Yere değmezmiş ayakları

(Şafak, sayı: 42, s.5)
PENCEREDE BİR KADIN

      Pencerenin yanında oturuyordu kadın

      Açmış bir karanfile takılmıştı düşünceleri

      Kalabalık sokak, insanların o telâşlı gidip gelmeleri

      Şu anda neredeyim, nasılım

      Duyuluyordu yakın istasyonda tiren sesleri

      Pencerenin yanında oturuyordu kadın

      Karşı yapıda çalışan işçiler vardı

      Geceden kalma bir uykusuzluktu ağırlığı

      Nedense lise yılları aklına takılmıştı

      Dinçti yüreği, gülmeleri, bembeyaz dişleri

      Uykuları yasemin, düşleri hep pembeydi

      Pencerenin yanında oturuyordu kadın

      Gelecek, karanlık bir tünelin sıkıntısı

      Ve geçmiş en güzel günlerle dolu

      Zaman bir güzel kuştu uçan elinden

      Yüreği olanlara değil, olmayanlara yanıyordu

      Pencerenin yanında oturuyordu kadın

      Reklâm ışıkları kırmızı yeşil, durmadan yanıyordu

      Işıklı, gürültülü bir kalabalık cendereydi

      Eziyordu o güzelim düşlerini, teller elektrik saçıyordu

      Pencerenin yanında oturuyordu kadın

      Yaşanmamış bir aşkın özlemiydi gözlerindeki hüzün

      Sıradan bir yaşam; elişi, yemek, çamaşır, ütü

      Sanki ne bekliyordu yaşamdan, başkaları ne bekliyordu

      Söyle, kim yaşamak istediklerini yaşıyordu

      (Rahmi Ali, -Batı Trakya’da ilk kez- 1982 yılında Öğretmen Dergisi Yayınları arasında çıkan “Ay ile Güneş” adlı çocuk hikâyeleri kitabıyla “Çocuk Edebiyatı” alanında bir harekete öncülük etmiş, 2008 yılında İstanbul’da basılan ikinci çocuk kitabı “Annem Okşarken Saçlarımı” adlı şiir kitabıyla da bu alana yeniden bir canlılık kazandırmıştır. Annem Okşarken Saçlarımı” adlı kitabı hakkında Türkiyeli yazarlardan Mustafa Aslan’la Güngör Şenkal’ın yayımlanmış birer eleştiri yazısı vardır.)

YİTİK ŞARKILARI

      Omzunda tütün çapası vardı kadının

      Yorgundu ama sımsıcaktı yüreği

      Ova bir ihanet, bir umut

      Yalnızlık çekilmez bir yokluk

      Kimi harmanlar savrulurdu düşlerinde

      Çocuklar bir sevinç, bir üzüntü

      Ulucami içinde bir şadırvan

      İçtim suyu içtim suyu

      Vurdu ve sordu toprağa kadın

      Sen ve ben dost muyuz şimdi

      Niçin yüreğim böyle kıpır kıpır

      Korkularım yedi kat yerin dibi

BİR TÜRKİYE DÜŞÜNÜYOR ATATÜRK

      Bir Türkiye düşünüyor Atatürk

      Gördüğü bozkır değil

      Gözleri ışıl ışıl çocukların

      Dağlar çıplak değil

      Bir Türkiye düşünüyor Atatürk

      Özgürlük aşk olmuş, girmiş yüreklere

      Yürür koşar adımlarla gençlik

      Düşünmek bir erdem, suç değil

      Bir Türkiye düşünüyor Atatürk

      Türküler doldurur bereketli ovaları

      Hızlı

Скачать книгу