ТОП просматриваемых книг сайта:
Sağlıklı Bebeğin İlk 1000 Günü. Dr. Vincent Ho
Читать онлайн.Название Sağlıklı Bebeğin İlk 1000 Günü
Год выпуска 0
isbn 978-605-73437-0-3
Автор произведения Dr. Vincent Ho
Издательство Notos Kitap
Polen gibi gıda dışı alerjenlerin hamilelik sürecinde potansiyel olarak zararlı olacağını düşünmüyor olabilirsiniz ama onların da alerjileri tetikleyebileceğine dair kanıtlar var. Hamileliğin erken dönemlerinde gıda dışı alerjenlere maruz kalmak pek de yararlı olmayabilir, hatta zararlı bile olabilir. Finli çocuklarla yapılan bir araştırmaya göre, hamileliğinin erken dönemleri geniş yapraklı ağaçların polen mevsimine denk gelen annelerin çocuklarının diğerlerine kıyasla gıda alerjilerine daha yatkın olduğu ortaya çıktı. Boston’da yürütülen 387 bebeğin dahil edildiği ACCESS4 projesinin sonucuna göre, annelerin kordonundan alınan kan örneklerinde, toz akarına fazla maruz kalan anneler ve yüksek seviyelerde çıkan IgE (alerji) antikorları arasında doğrudan bir ilişki olduğu gözlemlendi.
Peki anneler bu konuda ne yapabilir? Özellikle saman nezlesine meyilli annelerin uygulayabileceği pratik yöntemlerden biri, evden çıkmadan önce polen sayısını kontrol etmek. Polen sayısı bir metrekaredeki polen parçacıklarının sayısını ifade eder.
Toz akarına dair endişeleriniz varsaşunu bilmek yararlı olabilir; araştırmalara göre evin en çok yatak odasında yaşıyorlar. Çarşaf ve battaniyelerinizi 55 derecenin üzerindeki sıcaklıklarda yıkamak toz akarını öldürür. Sıcak suda yıkanmayan çarşaflar kullanıyorsanız, akarları öldürmek için en yüksek sıcaklık ayarında, en az on beş dakika kurutucuda tutabilirsiniz.
Hamilelik sürecinde yaşanan stresin doğmamış bebeğin bağışıklık sistemini Th2 yönünde (bağışıklık sistemindeki alerjik reaksiyon hücreleri) tetikleyerek olumsuz etkilediği kanıtlandı. Araştırmacılar, Boston’da yürütülen ACCESS projesine katılan 402 bebekle, annelerin hamilelik sürecinde yaşadıkları stres seviyeleri ve göbek bağından alınan kan örneklerindeki IgE (alerji) antikorları arasındaki ilişkiyi inceledi. Hamilelik süresince nispeten düşük seviyelerde toz akarına maruz kalmış ama yüksek seviyede stres yaşamış annelerin bebeklerinden alınan kan örneklerinde IgE (alerji) antikoru seviyelerinin daha yüksek olduğu gözlemlendi.
Elbette hamilelik süresince stresi tamamen yok etmek mümkün değil ama yine de eşim Cindy’den yararlı olabilecek bazı önerileri aşağıda bulabilirsiniz:
• Bebeğinize odaklanın.
• Ailenizle ve arkadaşlarınızla zaman geçirin.
• Bolca uyuyun.
• İyi gıdalar ve sıvılar tüketin.
• Meditasyon ve yoga yapmayı deneyin.
• Kitap okumak ya da en sevdiğiniz televizyon dizisini izlemek gibi eğlenceli aktivitelere vakit ayırın.
Beslenme konusu oldukça geniş. Aynı zamanda da en tartışmalı konulardan biri çünkü birbiriyle çelişen pek çok veri mevcut ve sürekli gelişen araştırma teknikleriyle birlikte durmadan değişen tıbbi öneriler gerginlik yaratıyor. Ama beslenme, hamile bir kadının en çok kontrol edebileceği faktörlerden biri. Bununla birlikte sabah bulantıları, aşırı hassas bir burun, düşük enerji seviyesi ve doymak bilmeyen bir iştahla karşı karşıya kaldığınız hamilelik sürecinde iyi beslenmek çok da kolay olmayabilir. Ama beslenmenizle ilgili seçimler yapabilir durumdaysanız, bebeğinizin bağışıklık sistemini güçlendirebilir ve alerji riskini azaltabilirsiniz.
Yağlar
Genel olarak yüksek enerji ve yağ alımı üzerine kurulu bir beslenme biçimi çocuklarınızdaki astım ve alerji riskini artırabilir. The Irish Lifeways Cross-Generation Study (İrlanda Jenerasyonlar Arası Yaşam Biçimleri Araştırması) hamilelik süresince yüksek oranda yağ içeren beslenme biçimleri ile çocuklardaki astım riskinin artışı arasında ilişki olduğu sonucunu ortaya koydu.
Japonya’nın Kochi Eyaletinde 2000’den fazla anne ve bebekle yapılan bir araştırma, alerjik bebekleri olan annelerin alerjik olmayan bebekleri olan annelere kıyasla daha fazla yağ ve bitkisel yağ içeren gıdalarla beslendiği sonucuna ulaştı. Bu nedenle genel olarak önerilen çok doğru: Hamilelik süresince çok fazla yağlı gıdalar tüketmemeye çalışın.
Belirli gıdalar doğmamış bebeklerde alerjiye neden olabilir mi?
Alerji riskini artıran ya da azaltan belirli gıdalar söz konusu olduğunda elimizde birbiriyle çelişen pek çok veri var. Yapılan araştırmaların farklı toplulukları ve etnik grupları kapsadığına dikkat çekmeliyim. Bu durum sonuçları daha geniş topluluklara genellemek için gereken tutarlı verinin elde edilmesini güçleştiriyor.
Örneğin, Almanya’da yapılan LISA araştırmasının sonuçlarına göre annenin hamilelik sürecinde fazla margarin, bitkisel yağ ve kızartmalarda kullanılan bitkisel yağ içeren gıdalarla beslenmesi, iki yaşındaki çocuklarda görülen egzama ve diğer alerjilerle ilişkili ve bu, yapılan diğer araştırmaların sonuçlarını destekler nitelikte. Ama şaşırtıcı şekilde, araştırmacılar kereviz, narenciye ve çiğ kırmızı biber tüketiminin de egzama ve diğer alerjilerle ilişkili olduğu bulgusuna ulaştı. Finlandiya’daki doğum topluluğunun yürüttüğü araştırmanın sonuçlarına göre, hamilelik süresince çilek, böğürtlen, dut gibi meyvelerin sularının ve diğer meyve sularının yüksek saman nezlesi riskiyle ilişkili olduğu ortaya çıktı.
Singapur’da yapılan GUSTO5 araştırmasının sonuçlarına göre, deniz ürünleri ve erişte ağırlıklı bir beslenme biçimi on sekiz ay ila üç yaş arası çocuklarda alerji gelişmesi riskinin düşüklüğüyle ilişkilendirildi. Diğer taraftan on sekiz ayrı Avrupa ve Amerika doğum kurulunun ortak yürüttüğü araştırmalarda, hamilelik sürecinde balık ve diğer deniz ürünlerini tüketmenin çocuklarda hırıltılı solunum, astım ve saman nezlesi riskini azalttığına dair hiçbir veriye rastlanmadı.
İspanya’da yapılan bir araştırmada, hamilelikte Akdeniz diyetine bağlı kalmanın altı buçuk yaş çocuklarında hırıltılı solunum ve atopi (alerjiye genetik yatkınlık) riskini azaltabileceği sonucuna ulaşıldı. Ama Meksika’da yapılan bir başka araştırmada, hamilelik sürecinde Akdeniz diyetine bağlı kalmanın altı yaş çocuklarında hapşırık dışında alerjik semptomları azaltmaya hiçbir katkısı olmadığı sonucuna ulaşıldı.
Peki hangi araştırmanın sonuçlarına inanacağız? Önümüzde birbiriyle çelişen bu kadar çok bulgu varken, ben verilerin tamamının meta-analizini yararlı buluyorum. Bu yöntem, araştırmaların birbiriyle çeliştiği durumlarda belirsizliğin çözümlenmesine yardımcı oluyor. Hamilelikte uygulanacak beslenme biçimi ve bebeklerdeki alerji riski konusu verilerin meta-analizi için son derece uygun konular. 2018’in başlarında 1,5 milyon insanı kapsayan ve 400 araştırmanın bir arada değerlendirildiği çok iyi bir meta-analiz yayımlandı. Imperial College London’dan araştırmacılar, hamileliğin 20. haftasından itibaren emzirdikleri ilk üç dört ayın sonuna kadar her gün bir balık yağı kapsülü alan annelerin on iki aylık bebeklerinde yumurta alerjisi riskinin yüzde 30 daha az olduğu bulgusuna ulaştı. Yaklaşık 15.000 kişinin dahil edildiği araştırmada, 19 ayrı tip balık yağı kapsülü denendi. Kapsüllerin her biri standart miktarda Omega-3 yağ asidi içeriyordu.
Araştırmacılar, hamilelikte kuruyemişler, süt ürünleri ve yumurta gibi potansiyel alerjen gıdalardan kaçınmanın çocuktaki alerjiye ve egzama riskine etkisi olduğuna dair herhangi bir veriye rastlamadı. Hamilelik sürecinde meyve, sebze ve vitamin alımı da dahil olmak üzere diğer faktörleri de değerlendiren araştırmacılar, bunlardan herhangi birinin de alerji ya da egzama riskini etkileyebileceğine dair net bir kanıt elde edemedi.
D
4
Asthma Coalition on Community, Environment, and Social Stress (Toplum, Çevre ve Sosyal Stres Üzerine Astım Koalisyonu). (ç.n.)
5
Growing up in Singapore Towards Healthy Outcomes (Singapur’da Sağlıklı Büyümek). (ç.n.)