Скачать книгу

target="_blank" rel="nofollow" href="#n62" type="note">62 ve aileler eyidirler (iyidirler). Bugünler emimin gözü bir kadar (biraz) ağrıyor. Emim bu mayısta Berlin’e gidecek. Zaruren bir takım hastalıklarının tedavisi için. Emimin (amcamın) söylediğine göre bu aralar kalbi de rahatsızlık veriyor. Özü Almanya’da iken meni (beni) ailesiyle beraber yazlığa gönderecek.”63

      Hüseyin Cavid’in ölüm sebebi tam olarak belli değil, çünkü sürgündeyken, sürgün hayatının zor şartlarında öldüğünden yazarın ölüm sebebi kesin olarak bilinmiyor. Genellikle Hüseyin Cavid’in hayatını araştırırken meçhuller içinde bir arama yapmak zorunda kalıyorsun. Çünkü yazarın 1973 yılına kadar ne kendisi ne de aile bireylerinin bir resmi yoktur. Kızı Turan Cavid şöyle açıklıyor bu durumu:– “Ya resim çekilmemiştir bu dönemde ya da Hüseyin Cavid hapsedildiği gece evden müsadire edilen evraklar, el yazıları, kitapları içinde resimleri de alınmıştır.” İkinci iddia daha mantıklı ve dönemin gerçeklerine yakındır. Günümüzde, elimizde bulunan bilgilere arkadaşlarının hatıralarından, ailesine, yakınlarına yazdığı mektuplardan, eserlerinden ve çok az sayıda kalan fotoğraflardan yola çıkarak ulaşmaktayız.

      Hüseyin Cavid’in hapsolduğu günle ilgili bilgilere, eşinin hatıralarından yola çıkarak ulaşmaktayız. Müşkinaz Hanım, o geceyi “Uğursuz Gece” diye hatırlıyor. 1937 yılı Haziran’I nüçüncü gününüdördüncü gününe bağlayan gecede Hüseyin Cavid’in evine, Azerbaycan Gizli Servisi’nin üç elemanı gece saat birde evi aramaya gelmişler. Hüseyin Cavid’in evinde arama yapan Gizli Servis elemanlarından biri Ermeni Sarkisyan, ikisi de Rus Pavlov ve Federeuko’ydu. Evinden müsadere edilen eşyaların listesi şöyleydi:– 1 çuval Türk, Fars ve Arap dillerinde 115 nüsha kitap, 23 adet foto resim, 549349 NO’lu pasaport, notları, el yazıları olan 5 not defteri vb.64

      Evde aramalarını bitirdikten sonra yazara yanına eşyaların almasını söylediler ve 4 Haziran 1937 tarihinde gece evinden NKVD elemanları tarafından alındı. O gece evinden alınan yalnız Hüseyin Cavid değildi, birkaç aydın ve yazarımız daha aile ocağından alındı. Soruşturma 2 yıl sürdü. 2 Temmuz 1939 tarihinde ailesiyle son kez görüşmüştür. 8 Temmuz’da Hüseyin Cavid sürgüne gönderilmeden önce son kez bütün aile bireyleri ile görüşür. Son sözlerini eşi Müşkinaz Hanım’ın hatıralarından okuyoruz. Hüseyin Cavid’in eşine olan son sözleri şöyledir:

      –“Kederli kalbimin sönmez yıldızı olan halkımın yenilmesidir. Ağır kederim65 yenilmezhalkımın yenilmesidir. Ellerde kalkan olarak kullanılmasıdır. Neler oluyor neler yaşanıyor? Her şey olduğu gibi şu zavallı insanlara anlatılacak mı? Ne kadar rezil insanlar varmış. Mert ölmek namertçe (korkak) yaşamaktan üstündür. Zaman gelecek yazılmamış eserlerime, karanlık zindanıma halkım da ağlayacak. Azerbaycan’a vurulan yara çok derindir. Namert ellerle mert âlim, aydın oğullar yaratılıyor. Bu yaralar asırlar boyu sızlayacak.”66

      Hüseyin Cavid’in ailesine mektup yazma hakkı vardı. Bundan sonraki senelerde ailesiyle haberleşme şekli hep mektuplarla olmuştur.

      Hüseyin Cavid’in soruşturması iki yıl bir ay sürmüş. 9 Haziran 1939 tarihinde ellerinde hiçbir kanıt olmaksızın anti-Sovyet teşkilatlara çalışmakla, Pantürkizm ve Türkiye casusluğu yapmakla suçlandı. Cavid, İran, Dağıstan, Ermenistan ve Gürcistan arazilerindeki Azerbaycan topraklarını birleştirip, bağımsız burjuva eğilimli Azerbaycan Devleti yaratmak için faaliyet gösteren teşkilatın üyesi olmakla da suçlanıyordu. Bu suçlamalarla sekiz yıl hüküm giyen yazar 4 Temmuz 1939 tarihinde Valadivastok’a sürgün edilir. Bakü’den Valdivastok’a kadar kapalı sürgün treninde 1 ay 18 gün yol gider. Valadivastok’un Magadan eyaletinde sürgün kampına yerleştirilir.Sürgün kampında Almanya’ya tedavi için gittiği dönemde orada tanıştığı tıp okuyan Mürsel Şahsavarov ile buradaki mahkûm kampında da karşılaşıyor. 1939 yılının Ağustos’undan 17 Kasım 1941 tarihine kadar Mürsel Şahsavarov yazarın sıhhati, sağlığı ile bizzat ilgilenmiştir. 17 Kasım 1941 tarihinde Cavid’i, Magadan’dan İrkutsk’a gönderiyorlar. Sürgün döneminde burada öğretmenlik yapan Azerbaycan Türkü Hacıbala Guliyev hatıra yazılarında, yazarın 1941 yılının Mayıs’ında artık gözlerinin görme yetisini tamamen kaybettiğini söylüyor.67

      17 Kasım’da Magadan’dan İrkutsk’a nakledildikten sonra sadece 18 gün hayatta kalmıştır. Tedirgin ve yaralı bir ruh, hep şiirlerinde konu olan sonsuzluğa kavuşmak için yorgun ve hasta olan cismini terk eder. Yazarın ailesi Magadan’dan gelen mektupları alamayınca; mektup almadıklarını yetkililere yazmışlar. Mektuba cevap olarak onlara; yazarın İrkutsk’a nakledildiği bildirilir ve yeni adresi tedirgin olan aileye iletilir. İrkutsk’un Bıyansk sahiline yazılan mektuplar cevapsız kalır. Nihayet 1948 yılında yetkili kurumlar Müşkinaz Hanım’ı çağırıp yazarın ölüm şahadetnamesini bildirmişlerdir. 1956 yılına kadar aile “Halk Düşmanı” damgasıyla yaşadı. 1956 yılında Yazarlar Birliği tarafından 1937 yılında “Repressiya” kurbanlarının beraatı ile ilgili senet imzalandı. 1982 yılında yazarın İrkutsk’ın Taşyet ilçesinde Şevçenko köyünün çevresinde defin olduğu 59 numaralı mezarından naaşının kalıntıları, doğduğu yer olan Nahçivan’a nakledildi. Böylece, yazarın doğumunun 100 yıllık jübilesi nedeniyle kutlamalar yapılmış ve 43 yıllık bir ayrılıktan sonra Hüseyin Cavid hasret, kaldığı doğduğu topraklara geri dönmüştür.

      1.9. HÜSEYİN CAVİD’İN KİŞİLİĞİ VE PSİKOLOJİK DÜNYASI

      Hüseyin Cavid’in kişiliği, psikolojik dünyası, “yazarın karakteristik özellikleri nelerdir?” sualini incelerken bize yardımcı olacaktır. Hüseyin Cavid’in kişisel özelliklerini ana hatlarıyla anlatmaya başlamadan önce bu tahlilde eşinin, çocuklarının, arkadaşlarının ve öğrencilerinin verdiği bilgilerden, anılardan yazılmış mektuplardan yararlanacağımızı belirtmek isterim. Hüseyin Cavid karakterini araştırırken kişiliğinin nasıl eserlerindeki kahramanlara yansıdığını yorumlayabiliriz. Çünkü yazar duygusal ve romantik bir ruha sahiptir. İnanmadığı, hissetmediği, hiçbir şeyi kahramanına söyletmez. Okurunu da kendisi inanmadığı veya sahip olmadığı bir duygu ve bilgiyle yüklemezdi.

      Günlük yaşantısında yazarı, ev ve aile işlerinde titiz olan iyi bir eş ve babadır. Yazarın hayatı, eviyle okulu arasında geçmiştir. İşinin dışında evinde genellikle eserlerini yazmakla uğraşmış, mütalaa etmiştir. Çok yoğun bir şekilde çalışmasına rağmen yazar ailesini, eşini ve çocuklarını da ihmal etmemiştir. Çalışmadığı, dinlenmek için kendine ayırdığı zamanlarda da çocukları ve eşiyle konuşarak zaman geçirmiştir.

      Yeni bir dram eseri üzerinde çalışıyorsa, çok dalgın, bazen asabî, heyecanlı, dışarıdan olaylara karşı ilgisiz, kayıtsız, soğukkanlı davranır, yalnızca kendi hayal dünyasında tutuklu kalırdı. Bazen çalışma odasında yazdığı diyalogları yüksek sesle odanın içinde yürüyerek söyler, sonra yine çalışma masasına geçip söylediklerini yazıya dökerdi. Eşi ve çocukları böyle zamanlarda onu rahatsız etmez, etrafında fazla dolaşmaz, yazarın gerektiği zaman onlarla konuşmasını beklerlerdi.68Genelde yaratıcılık dönemlerinde geceleri çalışırken, kahve içmeyi severdi. Özellikle Türk kahvesi içmeyi çok severdi. Eşi uyuyorsa eğer uyandırmaya kıyamaz, kendisi yapardı. Sabahları erken kalkıp çay yapar, kahvaltıyı hazırlayıp çocuklarını okula o yolcu ederdi, eşini uyandırmazdı.

      Hüseyin Cavid kişilik

Скачать книгу


<p>63</p>

A. Turan. a. g. e., s. 77.

<p>64</p>

AR. SPIHMAD, Azerbaycan Cumhuriyeti <Siyasal Partiler ve Sosyal Olaylar Merkez Devlet Arşivi. (Resmî Yayınlanmış Belgeler).

<p>65</p>

Keder, hüzün.

<p>66</p>

M. Cavid, Hüseyin Cavid’i Hatirlarken, Bakü, 1982, s. 243.

<p>67</p>

H. Guliyev, Hüseyin Cavid, Bakü, 1982, s. 327.

<p>68</p>

M. Cavid, Hüseyin Cavid’i Hatırlarken, Bakü, 1982, s. 249.