Скачать книгу

align="center">

      Dağlara Destan

      Güzellerin yaylağıdır

      Yiğitlerin avlağıdır

      Yel vurur efkâr dağıtır

      Sazı kucakta dağların

      O pınardan bu pınardan

      Buse aldım nazlı yârdan

      Kışın helva yapar kardan

      Közü ocakta dağların

      Şimşekler yalar döşünü

      Elmas eder her taşını

      Kızarsa çatar kaşını

      Eli bıçakta dağların

      Doğmadı öyle şehsüvar

      Saz çalar kasavet savar

      Köroğlu gibi oğlu var

      Köşe bucakta dağların

      Ferhat bağrını deleli

      Dağların başı belalı

      Gün vurur artar celâli

      Ala şafakta dağların

      Dağlar nübüvvet mektebi

      Dağlardan öğren edebi

      Dağda Hakk’a erdi Nebi

      Bir ucu Hak’ta dağların

      Eteği Göksun Ovası

      Tepesi kartal yuvası

      Derde devâdır havası

      Yazın sıcakta dağların

      Yâranı var, yoldaşı var

      Kimse bilmez kaç yaşı var

      Benim gibi Akbaş’ı var

      Ağlar uzakta dağların

      Bekleyiş

      Hey geceler geceler

      Bilinmez bilmeceler

      Akşam olur ay gelir

      Güneş nerde geceler

      Çağırsam duyarlar mı

      Gökte de evler var mı

      Saydım da sayamadım

      Yıldızlar pencereler

      Yıldızlar alay alay

      Bakıp bakıp gülen ay

      Hele bir yol düş de gör

      Söylemek dile kolay

      Yıldızlı atlas çadır

      Yâr hangi diyardadır

      Yaz geldi de gelmedi

      Kulağım rüzgârdadır

      Ardıcın Türküsü

      Toroslar’ın tepesinde

      Tel duvaklı bir ardıcım

      Yemenimi yele verdim

      Buluta karışır saçım

      Toroslar’ın tepesinde

      Üç budaklı bir ardıcım

      İmrenirim uçan kuşa

      Maviliği sevmek suçum

      Toroslar’ın tepesinde

      Yeni yetme bir ardıcım

      Ben yanarsam orman yanar

      Çamlıbel’e sığmaz acım

      Toroslar’ın tepesinde

      Eli bağlı bir ardıcım

      Tepemden turnalar geçer

      Katılmaya yetmez gücüm

      Toroslar’ın tepesinde

      Dalı kırık bir ardıcım

      Gönülsüz kızlar gibiyim

      Beni kınamayın bacım

      Selo’dan Sılaya

      Çekiç Çekoslovak

      Testerem Alman

      Vidalar yığılmış

      Önümde harman

             Uy aman amman

      Gözümde tütüyor

      Kaman’da turnam

      Mektup yazamazsam

      Kusura kalman

             Vay aman amman

      Giderim Almanya

      Ben burda kalmam

      Bir de Mariya var

      Başımda belam

             Uy aman amman

      Burda Selo derler

      Öz adım Salman

      Aldırma be kardeş

      Gurbet bu “lorman”

             Vay aman amman

      Al Bohçanı Yola Çık

      Bu gece şafak söktüğünde

      Dağlara duman çöktüğünde

      Obada horozlar öttüğünde

      Al bohçanı yola çık

      Üveyikkır atım kişnediğinde

      Hoca “Allahü Ekber” dediğinde

      Bekliyorum Karahan Gediği’nde

      Al bohçanı yola çık

      Üveyikkır, Bengiboz’un kulunu

      Karanlık gecede bulur yolunu

      Elini ver kömür gözlüm elini

      Al bohçanı yola çık

      İtler ürür figan düşer obaya

      Dökülür yollara atlı ve yaya

      Yallah! Ver elini Kınalı Kaya

      Al bohçanı yola çık

      Arkamızdan bir kara mavzer ulur

      Maceramız tüm ovaya duyulur

      Oyalı çevreni ormancı bulur

      Al bohçanı yola çık

      Türküler

      Yetik Ozan’ın aziz hâtırasına

      Bin yılda yoğurduk her mısraını

      Yüzüğe kaş ettik Ağrı Dağı’nı

      Dünyaya değişmem bir aksağını

      Gönlüme göredir bizim türküler

      Türküler bilirim Vanlı, Yemenli

      Yemen’in yolları güllü, çemenli

      Söylemiş gelinler gözleri nemli

      Künyedir, kuradır bizim türküler

      Kavruldum ateşte, boğuldum gamda

      Hepsi ayrı hava, ayrı makamda

      Bir gelini sel aparmış Mugan’da

      Sellerde Sara’dır bizim türküler

      Yıkılmış siyeci, bozulmuş bağlar

      Davullar ah çeker, zurnalar ağlar

      Bu

Скачать книгу