Скачать книгу

öyle.”

      “Ya senatörler?”

      “Evet, senatörler de gençleri geliştiriyorlar.”

      “Ama belki de meclis üyeleri onları yozlaştırıyordur, yoksa geliştiriyorlar mı?”

      “Geliştiriyorlar.”

      “O zaman her bir Atinalı onları hem geliştiriyor hem de yüceltiyor, ben hariç. Yani onları yoldan çıkaran sadece benim öyle mi? İddian bu mu?”

      “Kesinlikle iddiam bu.”

      “Eğer sen haklıysan ben çok talihsizim demektir. Ama hadi sana bir soru sorayım: Peki ya atlara ne demeli? Atlara da sadece bir kişi kötülük edip tüm dünya iyilik mi ediyor sence? Bunun tam tersi doğru değil mi? Bir kişi onlara iyilik yapıyor ya da çok az kişi. Bu da atların seyisi. Seyisler atlara iyilik yaparken diğerleri onları yaralamıyor mu? Bu atlar ya da diğer hayvanlar için geçerli değil mi Meletus? Kesinlikle geçerli. Sen ve Anytos evet ya da hayır deyin durum böyle. Eğer gerçekten gençliği yozlaştıran kişi tek olsaydı ve geri kalan tüm dünya onları geliştiriyor olsaydı ne mutlu gençlere. Ancak sen Meletus, gençlere dair tek bir kaygın olmadığını yeterince gösterdin. Aleyhime kullandığın şeyleri umursamayarak umursamazlığını belli etmiş oldun.

      Pekala, Meletus, şimdi sana bir başka soru soracağım. Zeus aşkına soracağım. Kötü vatandaşlar arasında mı yaşamak daha iyidir yoksa iyi vatandaşlar arasında yaşamak mı? Cevap ver dostum, bu soruyu cevaplamak oldukça kolay. İyi komşular iyilik, kötü komşular kötülük yapmazlar mı?”

      “Kesinlikle.”

      “Peki birlikte yaşadığı insanlardan fayda değil zarar görmek isteyen var mı? Cevap ver dostum, kanun seni cevap vermeye mecbur ediyor. Zarar görmek isteyen biri var mıdır?”

      “Kesinlikle yoktur.”

      “Peki beni gençleri yozlaştırıp yoldan çıkarmakla itham ederken bunu kasten mi yoksa kazara mı yaptığımı iddia ediyorsun?”

      “Kasten olduğunu iddia ediyorum.”

      “Ama daha şimdi iyi komşuların iyilik, kötü komşuların da kötülük yaptığını iddia ettin. Peki hayatının bu genç yaşlarında öğrendiğin üstün bir hikmeti ben bu yaşımda bilemeyecek kadar karanlık ve cehalet içinde miyim? Yani birlikte yaşamak zorunda olduğum kişileri yoldan çıkarırsam onlardan zarar göreceğimi bilemez miyim? Hem de kasten yoldan çıkarıyormuşum, dediğin üzere. Gerçi ne ben ne de başka bir insan evladı senin söylediklerine ikna olacak değil ya. Fakat onları ya kasten yoldan çıkarıyorum ya da kazara. Senin bu duruma iki türlü yaklaşımın da yalan. Eğer benim kabahatim kazara gerçekleşmişse kanunun beni yargılama yetkisi yoktur. Beni gizlice kenara çekip uyarmalı ve nasihat etmeliydin. Eğer ki bana daha iyisi öğütlenmiş olsaydı kazara yaptığım bir şeyi yapmayı bırakırdım. Şüphesiz bırakırdım. Ancak bana söyleyecek bir şeyin yoktu ve bana öğüt vermeyi reddettin. Şimdi de beni bu mahkemeye çıkardın ki burası bir öğretim yeri değil, cezalandırma yeridir.

      Açıkça anlaşılmalıdır ki Atinalılar, dediğim gibi Meletus’un bu konuda büyük küçük hiçbir kaygısı yok. Ama yine de gençleri ne şekilde yoldan çıkardığımı iddia ettiğini bilmek isterdim Meletus. Suçlamandan anladığım kadarıyla gençlere devletin tanıdığı tanrılar yerine yeni ilahlar ve mabutları öğretiyorum. Söylediğine göre gençleri yoldan çıkarmak için verdiğim dersler bunlar.”

      “Evet, üstüne basarak söylüyorum.”

      “O zaman kendilerinden bahsettiğimiz Tanrılar aşkına bana ve mahkemeye daha sade ifadelerle ne demek istediğini söyle! Çünkü diğer insanlara farklı tanrıları öğrettiğimi iddia ediyorsan tanrılara inandığım ve bana yönelttiğin suçlamanın aksine tamamen ateist olmadığım ortaya çıkar. Peki beni şehrin tanıdığı tanrılardan farklı tanrılara inanmakla mı suçluyorsun? Yoksa benim sadece bir ateist olduğumu ve ateizm öğrettiğimi mi iddia ediyorsun?”

      “İkinci söylediğini kastediyorum. Sen tamamen ateistsin.”

      “Nasıl da olağan dışı bir söylem bu böyle! Neden böyle düşündün Meletus? Yani diğer insanlar gibi güneşin ya da ayın tanrısına inanmadığımı mı iddia ediyorsun?”

      “Sizi temin ederim ki yargıçlar inanmaz. Çünkü güneşin taştan ayın ise topraktan olduğunu söylüyor.”

      “Dostum Meletus, sen Anaksagoras’ı itham ettiğini düşünüyorsun: Sen buradaki yargıçların Klazomenaili Anaksagoras’ın kitaplarında bulunan bu öğretilerin ne olduğunu bilmeyecek kadar cahil olduklarını mı düşünüyorsun yani? Gerçekten de bu bilgileri gençlere Sokrat’ın öğrettiği söyleniyor. Hâlbuki tiyatroda konu ile ilgili gösterilerin sayısı az değilken (Muhtemelen karikatürize edilen Aristofanes ve Anaksagoras ve diğer drama şairlerinin düşüncelerini ödünç alan Euripides’e yapılan bir kinayedir.) (Giriş ücreti de en fazla bir drahmiyken) bu gençler parayı ödeyip bu gösterileri izledikten sonra Sokrat’a bu fikirlerin babasıymış gibi yaparsa gülmezler mi zannediyorsunuz? Peki Meletus herhangi bir Tanrı’ya inanmadığımı gerçekten düşünüyor musun?”

      “Zeus’a yeminler olsun ki sen hiçbir tanrıya kesinlikle inanmıyorsun.”

      “Sana kimse inanmayacak Meletus. Senin de kendine inanmadığına oldukça eminim. Meletus’un pervasız ve hayâsız olduğunu düşünmekten kendimi alamıyorum ey Atinalılar. Çünkü bu suçlamayı amaçsızca ve toy bir meydan okumayla yazmış. Belki de beni deneme gayesiyle uydurmuştur bu bilmeceyi. Kendi kendine: ‘Şu bilgin Sokrat benim alaycı tutarsızlıklarımı acaba fark edecek mi?’ ya da ‘Acaba onu ve diğerlerini kandırabilir miyim?’ demiştir belki de. Çünkü iddiasında hem Sokrat’ı tanrılara inanmamakla suçlayıp hem de onlara inanmakla suçlamak suretiyle kesinlikle kendisiyle çelişiyor. Bu ciddiyetle yapılacak şey değil.

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

      1

      MÖ 423’te Sokrates’i hicveden Nepheles (Bulutlar) komedisiyle ün kazanan Aristophanes kastediliyor. (e.n.)

/9j/4AAQSkZJRgABAQEASABIAAD/2wBDAAMCAgICAgMCAgIDAwMDBAYEBAQEBAgGBgUGCQgKCgkICQkKDA8MCgsOCwkJDRENDg8QEBEQCgwSExIQEw8QEBD/2wBDAQMDAwQDBAgEBAgQCwkLEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBD/wgARCAG7ASwDAREAAhEBAxEB/8QAHQAAAAcBAQEAAAAAAAAAAAAAAAIDBAUGBwEICf/EABoBAAIDAQEAAAAAAAAAAAAAAAABAgMEBQb/2gAMAwEAAhADEAAAAWHA7T1SjRMWIhJqtzvwuZI3L6Op9HG/akglGmCbcDMSYgGTuu+SctFosOwqfBooQYEJRcdGcLlvVrmnoqaJKZdPIuAYiFglBeFlecXCEduR7pzSzK8lYq7bqFpkKNdQJIkXEsOxAMhlXoLlMplFwZU0gKxFBhoRkkm0i2sZMqps7IWCm7jjXKLYkaPW5HMO5WixxCyN63LlRWFSqzjMKWqKcxFwAnwoeRYG0AQAgsVnC8p2dTAIp8aTY3TKgwcjNFNopQdco+u0jqtVdwEER4U/pcyayaoW6qenCsTg5TfxccK5EtCjZKA6EoyBSeNtmng2DWRuFlHZVPiDM6DQEw6m

Скачать книгу