Скачать книгу

mis Aymet

      Tuzaktaki Özgürlük

      UÇSUZ BUCAKSIZ

      Uzanıyorum

      Kurtar diyen yanına

      Hadi diyorum

      Zamanıdır, dön artık kıyılarıma.

      Ortasında kıvrılıyor apak gerçekler

      Uçurumun siyahına boyanır

      – ken

      -–Zaman uçsuz

      Toplayıp çiçeklerden

      Son olan nefesleri

      Kurtul tuzağın dişlerinden

      Zamanıdır, dön artık kıyılarıma.

      Dalga sarıyor sarı kumlarımı

      Gece siyah siyah mehtaplanır

      -ken

      -–Zaman bucaksız.

      Dön artık.

      Henüz ben genç

      -ken.

      ÇİNGENEM-I-

      Geçmekte çingene arabaları

      Tanın sırları süzülürken

      Tekerler döndürerek düşünceleri

      Ben de dönüyorum kendime

      Geçip gidiyor çingene arabaları,

      Allı ballı özgürlük sarılmışken hindibaya

      Üflüyor rüzgârı denizin dalgaları

      Fısıldıyor yüreğime bir martı

      Ben özgürlük…

      Uzaktaki ufuk

      Ufuktaki martı

      Martıdaki kanat gibi

      Geçerken çingene arabaları

      Çaındıl tanın sırları

      Söylemeyin hindibaya

      Darılırım sonra

      Fısıldıyor yüreğime rüzgâr

      Ben özgürlük…

      Ey özgürlük

      Gel yanı başıma

      Ne renksin göremedim?

      Şehri Kazanımda gürler misin işitemedim?

      Atalarımın kanının renginde misin bilemedim?

      Ey özgürlük

      Tatlı bir sözsken dilimde

      Sallan dur yüreğimde

      Gitme bir yere.

      ÇİNGENEM-II-

      Bir türkü yaktın çingene kızı

      Ve….

      Sessiz kaldı acıyan gerçeğim

      Ürktü rüyam

      Ürktü bulutun mavisi

      Kimsenin dokunamadığı sessizliğim

      Bir türküsün çingenem

      Sen bende.

      Uyandı halsiz ellerim

      Uyandı ufuk sesine

      Uzandı yollar o yere

      Doldu tan suları sarkan kirpiklerine

      Bir bakışsın çingenem

      Sen bende.

      Fırtına gülüyor

      Gönlüme ördüğüm ırmağa

      Gözüme sürmelediğim toprağa

      Gül vazgeçiyor dikeninden

      Bir bülbülsün çingenem

      Sen bende.

      Sakın susma söyle

      Ağlama gül de

      Sensin sazımdaki tel de

      Dilimdeki türkü de

      Çiçekteki renk de

      Kal gitme çingenem

      Sen bende.

      KADERimiz

      Bir gecede

      Bir karanlık içinde

      Bir karayılan tıslıyor

      Bu kader!

      Bizim kaderimiz.

      Bir ormanda

      Bir ağaç gövdesinde

      Bir Şüreli’nin parmakları kanıyor

      Bu kader!

      Bizim kaderimiz.

      Bir denizde

      Bir dalganın köpüğünde

      Bir martı çırpınıyor

      Bu kader!

      Bizim kaderimiz.

      Bizim kaderimiz Huda’nın elinde.

      Örülmüş karışıp bin kör düğüme.

      KUŞ MU?

      Ben mi?

      Ben mi?

      Yarin yanağındaki ben mi?

      Uzanıyor gönül gönüle

      Söyleyin tutmasınlar beni.

      Siz mi?

      Siz mi?

      Enginleri enlerde uçan siz mi?

      Dönüyor başınız yükseklerde

      Söyleyiniz tutsunlar elimi.

      O mu?

      O mu?

      O kafesteki bir kuş mu?

      Kırılıyor teller ellerde

      Söyleyin tutunsun gönlüme.

      Ben hep aynı yerde…

      YOLDA

      Cihan hareketsiz

      Her şey nedir bekler,

      Unutarak dünyanın ahu zarını.

      Durmuş gidemiyor

      Huzuru kaçan gönül durağımdan

      Kederlerim bekler

      Yarı yolda kesilmiş sözler

      Kuğular da uçup gitmiş

      Dönmüyor geri

      Yolunu kaybetmiş yıllarım gibi

      Solmuş mu bakışlar ne?

      Gözler hem tanıdık hem yabancı.

      Durmuş da mucizeyi bekler

      Ayın geceyi beklediği gibi

      Bekliyorum ümidi

      Yarı yolda

      Yol yarıda

      SINIRLAR

      Önünde

      Özgürlüğü olmayanlar

      Sallanıp

      Serap olan

      Eriyip

      Kayıp olanlar

      Gidip

      Geri dönmeyen

      Kirlenip

      Arınamayanlar

      Şu gürültülü dünyada

      Vaktin sınırında

      Geç sınırları,

      Geç sen,

      Geç geri adım atma!

      Göğün

Скачать книгу