Скачать книгу

yansımasına rağmen, uluslararası arenada tozlu raflara kaldırılmıştır. Kıbrıs’ta yaşananlar, garantör ülke olarak adada asker bulunduran İngiliz Askerleri tarafından kayıt altına alınmasına rağmen, yaşanan kıyımın 59’uncu yılında, Kıbrıs Türkünü yok etme planı varlığını hâlâ korumaktadır.

      15 Temmuz 1974 Tarihinde Nikos Sampson idaresinde yapılan darbe ile Kıbrıs’ta Makarios yönetimi sonra ermiş, Makarios yanlıları katledilmeye başlanmıştır. 20 Temmuz 1974 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti garantörlük hakkını kullanarak Yunan Cunta İdaresinin gölgesinde gerçekleşen 15 Temmuz 1974 askerî darbeye son vermiş, iki kesimli iki ayrı devletin hayat bulduğu bugünkü yapıya kavuşulmuştur. Yarım asrı aşkın süren çözüme yönelik görüşme süreci 2017 yılında yaşanan Crans Montana sürecinin çökmesiyle federasyon denemelerinin de ortadan kalktığı yeni bir süreci beraberinde getirmiştir. Nitekim buna yönelik 2020 yılında KKTC Cumhurbaşkanı seçilen Ersin Tatar Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte ortak düşüncelerinin iki ayrı eşit egemen devletle yola devam etmek olduğunu belirtmiştir. Bu bağlamda değerlendirildiğinde yeni başlayacak bir görüşme sürecinin de ayrılık sürecinin konuşulacağı, iki ayrı devlet formülünün hayat bulacağı bir süreci beraberinde getireceği görülmektedir.

      Tüm bu yaşananlar ışığında yeni kurulacak bir yapının yaşam bulması hiç kuşkusuz ki geçmişle yüzleşmekten ve tarihte yaşananları iyi bilerek emin adımlarla geleceği planlamaktan geçmektedir. Yapılan bu çalışmada yarı yapılandırılmış ropörtaj tekniği ile canlı tanıkların anıları kayıt altına alınmış, dönemsel olaylar ve o dönemde olayı yaşayanların anlatımıyla gerçekler kitaba aktarılmıştır. Sürecin iyi anlaşılması bağlamında yeri geldiğinde tarihsel bilgilerle desteklenerek röportajlar aktarılmıştır. Çalışmada, Osmanlı’dan günümüze Kıbrıs’ta yaşanan olaylara tarihsel olarak değinilse de Arapalık Köyü’ndeki Kıbrıs Türkü’nün yaşam hikayelerinin analiz edilmesiyle sınırlandırılmıştır. Çalışmada sırasıyla Köyün tarihçesi, 6-7 Şubat 1964 tarihinde Arpalık Köyü’ne saldırı düzenleyen EOKA’cı Rumların yaptıkları ve olayları yaşayan canlı tanıkların anlattıkları aktarılacaktır.

      BİRİNCİ BÖLÜM

      ARPALIK KÖYÜ’NÜN TARİHÇESİ

      Kıbrıs’ta 1963’te başlayan çatışmalar, adada yaşayan Türk ve Rum toplumlarının, hatta azınlıkların yaşamını derinden etkilemiş, yüzlerce insanın ölümüne, yaralanmasına, binlerce kişinin göç etmesine neden olmuştur. 1963’de iki toplumlu çatışmalar, can ve mal güvenliğini tehdit ettiğinden, zorunlu göçler yaşanmıştır. 1974’de gerçekleştirilen Barış Harekâtı’nın sonucunda, ada resmen ikiye bölünmüş, Türkler Kuzey’e, Rumlar ise Güney’e yerleşmiştir. Böylece aralarında Arpalık (Agios Sozemonos) köylülerinin de bulunduğu yüzlerce Kıbrıs Türkü, yeni bir hayata doğru yol almıştır. Tarihsel arka plana bakıldığındaysa, iki toplum arasındaki bu değiş-tokuş, Hristiyan Rumlar ile Müslüman Türkler arasındaki etnik duruma dayandırılmaktadır. Yakın geçmiş ve içerisinde bulunduğumuz yüz yılda, bu sürece bir de isim konularak, uluslararası kamuoyunda ve Birleşmiş Milletler ile Avrupa Birliği nezdinde ‘Kıbrıs Sorunu’ olarak tescil edilmiştir. Kıbrıslı Türkler, 1963 yılında başlayan ve 1974 yılında Türkiye’nin gerçekleştirdiği Barış Harekâtı ile sonlanan kanlı çatışmaların acısını, kurduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) devleti ile silmeye çalışmıştır. Bu kitap, kamusal anlamda 6-7 Şubat 1964 tarihindeki Arpalık olaylarından nasibini alan köylülerin yaşam öyküsü olsa da özelde bir kimlik arayışına yolculuktur.

      Literatür taraması yapıldığında, Kıbrıs’ta Türk-Rum ‘kanlı’ çatışmalarına dair yüzlerce çalışma bulunmasına karşın, Güney Kıbrıs’ta kalan Türk köyü Arpalık ile ilgili oldukça sınırlı ve daha çok Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin politikasıyla bağlantılı kaynaklar yer almaktadır. KKTC’de ise, her yıl 6 Şubat’ta, Lefkoşa’daki Tekke Bahçesi’nde Arpalık şehitleri için resmi anma töreni düzenlenerek, acılar hafifletilmeye çalışılmaktadır. Bu kitapla, ülkede, Arpalık köylüleri özelinde neredeyse benzeri olmayan yazılı bir kaynak, gelecek nesillere armağan edilmiş olacaktır. Arpalık’tan 58 yıl önce bedenen göçen son nesiller, yaşamlarının geriye kalan kısmını, bugünkü ‘hayalet köylerine’ özlem duyarak geçirmektedirler. Dahası, köyün, 1964 yılında yaşanan çatışmalar sonrası yok olmaya terk edilerek, sosyal yaşamın son bulması, o günü aydınlatma adına köy sakinleriyle yapılan görüşmelerin değerini artırmıştır. Kitapta, Arpalık köylülerinin demografik özelliklerinden, köyün adadaki önemine, yaşanan çatışmaların bir sonuç olarak Kıbrıs’taki otoriteleri nasıl harekete geçirdiğine. Arpalık köylüleri açısından ‘yerinden olma’ ve ‘bir yere ait olmanın’ nasıl kavramsallaştırıldığına, savaş sonrası yaşamda Arpalıklılar’ın gündelik yaşam pratiklerinin nasıl değiştiğine tanık olacaksınız. Bu nedenle bu çalışmayla bir yakın tarihte kurulan Genç KKTC’ye rağmen, Kıbrıs Türk toplumunda silinmeyen yaralar bırakan olayların tanıkları aracılığıyla topluma etik değerler çerçevesinde bir kaynak bırakmak, bu toplumun bireyleri yazarlar olarak vicdani bir görev olarak kabul ettik. Bu çalışmayı yürütürken kaynak bilgiler ve röportajlardan faydalanarak kitaba aktarımda bulunduk.

      İki toplumun köye yaklaşımı kaynaklar ışığında analiz edildiğinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kaynaklarında Arpalık köyüyle ilgili bilgiler 6 Şubat 1964’de uğradığı Rum baskını sonrası evlerini terk eden Türk göçmenler ve her yıl şehitler için düzenlenen anma törenleriyle sınırlı olduğu görülmektedir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi kaynaklarında ise, ‘Ayios Sozomenos’ olarak anılan köy, yüksek bir Hristiyanlık tarihi bilinci ve doğal zenginlikleriyle kurgulanmaktadır. Ayrıca, silahlı saldırıya katılıp, çatışmada hayatını kaybeden Dalili Rum genç, kahraman ilan edilip anıtı da Arpalık köyünün yakınlarına dikilmiş ve komşu köy Dali’deki okula da adı verilmiştir. Buna karşın söz konusu çatışmada, Arpalık köylülerinden, “İsyancı Türkler” olarak söz edilmektedir.

      Arpalık’ın Tarihi Önemi ve Göçe Giden Yol

      Genel anlamıyla bakıldığında, köyün adı Türkçe’de Arpalık (arpa tarlası), Rumca’da Ayios Sozomenos (Aziz Kurtarıcı) olarak geçmektedir. Köyün tarihi derinliklerine gidildiğinde, bu isimlerin seçilip kullanılmasında daha derin anlamlar yatmaktadır. Kıbrıs adasında yüz yıllar boyunca birçok uygarlıklar hâkimiyet sürmüş, adanın kültürel mirasını zenginleştirmişlerdir. Türkçe’de “Aziz Kurtarıcı” anlamı taşıyan Ayios Sozoemonos’un, Hristiyanlık dinini yaymak için adaya gelen azizlerden birisi olduğu tahmin edilmektedir. Arpalık köyünü doğrudan konu alan ne KKTC ne de Rum Yönetimi’nde yeterli sayıda yazılı kaynak bulunmaktadır. Dolayısıyla, köyde 600 yılı aşkın var olan tarihi yapılar da sürece önemli ip uçları vermektedir. “Yerleşimin tarihi, onu çevreleyen fosiller ve jeolojik oluşumların gösterdiği gibi Pleistosen’e (iki milyon yıl önceye) dayanmaktadır” (Andri, 2014). Milattan Önce iki bin yılına denk gelen Orta Tunç çağında, düşman istilalarından korunmak için ‘Kıbrıs’ın ortası’ olarak tarif edilen Hagios Sozomenos adlı bir yerde kale inşa edildiğinden söz etmektedir (Gürgen, 2017, s.15). Gözlemlerde, Arpalık köyünü işaret eden böyle bir yapıya rastlanılmamıştır. Tunç Çağı’ndan kalan eserlerin hâlâ gün yüzüne çıkmadığı ve arkeolojik çalışmaların sürmesi gerektiği ise, birçok kaynakta not edilmiştir. 4’üncü yüz yılda, Filistin Hristiyanlarının Kıbrıs’a sürüldüğü belirtilmekte olup, bu konu yazarlarından Sozomenus adlı tarihçiden söz edilmektedir (Kaçar, 2017, s.71). Nesim’in

Скачать книгу