Скачать книгу

yıl bu gız bizi candan edici

          Candan etmese de maldan edici.

          (Zeynebim Zeynebim Allı Zeynebim

          Yedi köy içinde şanlı Zeynebim.)

      Zaman ilerler, aylar ayları yıllar yılları kovalar. Zeynep çoluk çocuğa karışır. Ahmet attan düşmüş vücudu yara bere içinde kalmıştır. Yerinden kımıldayamaz olmuştur. Kendisini gizlice ziyarete gelen Zeynebi gören Ahmet kendiliğinden ayağa kalkar ve derin bir ah çekerek şunları söyler:

      Yine bahar gelmiş dağlar alaca

      Sürüm sürüm sürünesin Garaca

      Gıyamete gadar galsın saña Sıraca

           Bu yıl bu gız bizi candan edici

           Candan etmese de maldan edici.

           (Zeynebim Zeynebim Allı Zeynebim

           Yedi köy içinde şanlı Zeynebim.)

      Der ve iki gün sonra ölür.

      Gurt Hasan Ahmet bir gün atının üzerinde Yalangoz deresine yukarı giderken sıcaktan bunalır, üzerindeki gömleğini çıkarır ve atletle kalır. Bu sırada karşıdan Allı Zeynep çıkar ve Gurt Hasan Ahmet’i atletli hâliyle görür. Gurt Hasan Ahmet “Öleydim de Zeynep beni bu halimle görmeyeydi” der. Şaş Ali Ağabeyden dinlediğim bu hadise hayatta insanın bir kez yaşayabileceği âşkı en iyi tarif eden cümledir: “Öleydim de Zeynep beni bu hâlimle görmeyeydi!”

      Allı Zeynep hikâyesi Helete’nin dışında da vardır. Heleteli Allı Zeynep ile özellikle Erkan Oğur’un söylediği Allı Zeynep türküsünde geçen yer adlarından birden çok “Allı Zeynep” hikâyesi olduğu bilinmektedir. Sivas’ın Kangal ilçesinde de böyle bir aşk hikâyesinin yaşandığı anlaşılıyor türkünün sözlerinden:

      Kangal’dan aşağı Mamaş’ın köyü

      Derindir kuyusu serindir suyu

      Güzeller içinde Zeynebin huyu

      Zeynebim Zeynebim allı zeynebim

      Beş köyün içinde şanlı Zeynebim

      Biz buraya Helete köyümüzde yaşanmış, kahramanları ve yaşananlar herkes tarafından bilinen, Helete köyüne ait olduğu kesin olan şiir dörtlüklerini aldık. Çünkü bu dörtlüklerde yer adları ve şahıs adları geçmektedir.

      Allı Zeynep hikâyesini ve şiirleri Torunu Mehmet Saygaz’ın yazdıklarından, Şaş Ali Barak ağabey ve Havus Mehmet’den kaydettiğim derlemelerden ve Sait Öztürk’ün “Helete Halk Şairleri Üzerine Bir Deneme” adlı yazısından mukayese yoluyla oluşturdum.

      GÜLEY KIZ

      Heleteli Vırıtlardan Dellal’in kızı Güley ile akrabası Delley birbirlerine âşık olurlar. Ama büyükleri Güley’i Gabalcı ile sözler. Eşkıyalar ile girilen bir çatışmada Gabalcı’nın ağabeyi Halil ölür ve eşi dul kalır. Bu durumda Gabalcı geleneğe uymak zorunda kalır ve dul kalan yengesi ile evlendirilir. Sözlüsü ile evleneömeyen Güley böylece sevdiği Delley’e kavuşur. Şiirin sözleri Güley Gabalcı ile sözlendiği zaman Delley tarafından söylenmiştir:

      Güleyim oturmuş taşın üstüne

      Taramış zülfünü gaşın üstüne

      Yeri Güley yeri dayanılmıyor

      Örüm vakti gelmiş uyanılmıyor.

      Güley’in yorganın serin sapıya

      Çifte dayak verin çatal gapıya

      Saba geçmez misin Başyurt Tepeye

      O zaman fırsatın alırım Güley

      Yeri Güley yeri yârin olayım

      Savran düşman olsa seni alayım.

      Çeyizini gır atlara vurdular

      Şimdiye de Helete’ye vardılar

      Güley gızı Gabalcıya verdiler

      Yeri Güley yeri dayanılmıyo

      Örüm vakti gelmiş uyanılmıyor.

      Goca Fatma bannakların gırıla

      Buzaa eme Dellal saña darıla

      Delley oğlan Güley gıza sarıla

      Yeri Güley yeri yârin olayım

      Helete düşman olsa seni alayım.

      (Güley Kız hikâyesini ve şiirini Öğretmen Mustafa Sümen’den derledim.)

      SEVLER MEHMET KÜRTMEN

(1915-1991)

      Rahmetli Sevler Mehmet (Kürtmen) Amca Helete’nin hazır cevap, nükteli, hesabı kitabı bilir, güzel şiir söyleyenlerinden biriymiş. Maalesef eskiden güzel şiir söyleyenlerin şiirleri kendileriyle birlikte kaybolup gitti. Mehmet Amcanın şiirlerinden birkaç tanesini Kızı Zeynep Barak abla bir deftere kaydetmiş. Aşağıdaki şiirlerin bazılarını o defterdeki kayıttan aldım. Belki asıllarında ufak tefek farklılıklar vardı. Ama ben yazılı olan şekliyle buraya geçtim.

      Halil Ağa’nın bir iti varmış. Köme götürmek için iti katırın arkasına bağlamış. Katır ürkmüş köpeği sürüklemiş, köpek ölmüş. Sevler Memmet bu olaya şiir söylemiş:

      Katır kaçar it sürünür

      Tozda dumanda görünür

      Saba bir gün ben ölünce

      İt hakkını benden alır

      Mındar Dere havız idi

      Gilgilimiz gavız idi

      Sarı itimiz yavız idi

      Nenni sarı itim nenni

      Gatır kaçar it sürünür

      Tozda dumanda görünür

      Halimiz nice bilinir

      Nenni sarı itim nenni

      İtimin tüyleri pamuk

      Ağlatmayın bağrım yanık

      Acer ipi kesti Yumuk

      Hangi dertlere öleyim

      İki kaşa bir taşa

      Üçüncüde vurdu taşa

      Ankara’dan İsmet paşa

      Yasa gelir Halil Ağa

      Sevler Mehmet 20-25 yaşlarındayken annesi dul bir kadınmış. Üzüm bağının içinde bir kütük varmış. Kütüğü yakayım da yerine bir tiyek dikeyim demiş. Kütüğü yakınca bağın siyeci tutuşmuş. Sevler Memmet koşup varmış ki anasına bir şey olmamış. Daha önce yanan Hail Ağa’nın baskısıyla bunu birleştirip bir hiciv şiiri söylemiş:

      Halil Ağa

      Sevler Eşe Sevler Eşe

      Ne kazalar geldi başa

      Taşlar alak vurak döşe

      Nenni siyeç baskım nenni

      Sevler Eşe

      Kesilsin borannı başım

      Ütüldü kirpiğim gaşım

      Nerede yandıysa şeşim

      Bilemiyom Halil Ağa

      Halil Ağa

      Baskım

Скачать книгу