Скачать книгу

z

      Diogenes (Diyojen) olsa çok eskiden beri var olan sayısız atasözü ve deyişin gerçekte kaç kişinin işine yaradığını sorardı. Muhtemelen bu sözlerin iş işten geçtikten sonra tekrarlanmaktan başka bir işe yaramadığını söylerdi. Diyelim ki bir adam parasıyla zar atma oyunu oynadı. Bu duruma har vurup harman savurmak deyimi çok uygun düşer. İyi de bu adam daha önce hiç duymamış mıdır bu deyimi? Mutlaka duymuştur. Peki ne yararını görmüştür? Aynı şekilde kaç kişi antik Yunan şairinin o meşhur deyişinden istifade etmiştir: Körle yatan şaşı kalkar. Üstelik bu sözü ders kitaplarının girişine bile yazmışlardır. Peki bu atasözü ve deyişlerin gözardı ediliyor olmaları onların tamamen faydasız olduğunu mu gösterir?

      Orta yaşlı bir adam için gençken öğrendiği “bilgece sözler” artık çok daha büyük bir anlam kazanmıştır. Erdem dolu tavsiyeleri zamanında tam olarak yerine getirmediği için pişmanlık duyar. Hayatlarının en aktif dönemini yaşayan gençlere gelince… Bu ikna edici sözlerin esas hedef kitlesini onlar oluşturmaktadır. Gençler arasında da toyluklarına rağmen böyle sözlerden bir şeyler öğrenmeye açık olan niceleri vardır. Bu biraz da içinde bulundukları koşullara bağlıdır. Bilgece sözlere kulak veren bir insan, gençliğin baharı geride kaldıktan sonra bile hayatını değiştirme şansını yakalayabilir. Çarpıcı bir aforizmada bir düzine parlak kitapta olduğundan çok daha fazla bilgelik bulunmaktadır. Bir başka deyişle bilgeliğin asıl kaynağı basmakalıp ve sıkıcı düşüncelerle dolu olan kitaplar değil aforizmalardır.

      İnsanın bütün eylem ve amaçlarını, muhtelif çağların ve ülkelerin bilgelerince söylenmiş birkaç cümleye sığdıramaz mıyız? Örneğin “Komşunu kendin gibi sev”, “Başkalarına, onların sana davranmasını istediğin gibi davran”… İnsanlığa ahlak vaaz edenlerin ortak idealleri olan cömertlik, yardımseverlik, başkalarının düşüncelerine hoşgörüyle yaklaşma, oto-kontrol, öğrenme aşkı gibi vasıflar paha biçilmez mücevherler gibidir. Zenginliği doğru kullanmak, azimli olmak, her işi adam gibi yapmak; emeğin değeri; dünyevi zevklerin anlamsızlığı; zamanın geçiciliği; tek başına ve yalnız bir insanın önemsizliği… Deyiş ve aforizmalar, sessizliğin gevezelikten kıymetli olduğunu ve sabır erdemini tekrarlamaktan asla yorulmazlar. Gerçek mutluluğun gönül ferahlığında olduğunun altını çizerler. Karanlık günleri aydınlık günlerin izleyeceğini söyleyerek bizlere umut aşılarlar. Her darlığı bolluk izleyecektir. Sir Hudibras’ın dediği gibi “Hüzünlü zamanlarımızda kendimizi şiirlerle ve filozofların sözleri ile neşelendirmeliyiz.”

      Bu kitapta yer alan aforizmalar doğulu ve batılı kaynaklardan derlenmiştir. Hint destanlarından alınan pasajlar Hint bilgeliğini yansıtmaktadır. Mahabharata ve Ramayana, Batı’da Bidpai Fablları olarak bilinen apolojilerin1 iki farklı versiyonu olan Panchatantra ve Hitopadeşa, Manu’nun Dharma-sastra’sı, Bharavi, Magha, Bhartrihari gibi Hindu şairleri… Buda öğretisinden örnekler… Ve diğer kanonik2 metinler, Talmud’dan Yahudi Babalarının anlamlı sözleri… Aralarında Firdevsi, Sadi, Hafız, Nizami, Ömer Hayyam ve Cami’nin de bulunduğu Arap ve Farsi yazarların İslami ahlak felsefesi… Çin bilgeliğini yansıtan sözler ve Uzak Doğu bilgelerinin didaktik sözleri…

      Batılı aforizma yazarları arasında Francis Bacon gibi çok seçkin bir yere sahip düşünürlerin etkili sözlerine burada yer verilmedi. Zira pek çok kanaldan bu sözlere ulaşmak mümkün ve “ortalama okuyucu” artık bu sözlere fazlasıyla aşina. Bu nedenle orijinal metinlerine ulaşılması daha zor olan yazar, düşünür ve filozofları kaynak göstermeye çalıştım. Plato ve Aristoteles gibi Antik Yunan felsefesinin önde gelenleri… Tragedyanın öncülerinden Sofokles, komedyanın öncülerinden Menander… Roma düşünürlerinden Seneca ve Cicero… Rönesans edebiyatının ve hareketinin vazgeçilmezleri Rabelais ve Makyavel… Montaigne’nin denemelerinden ve La Fontaine’nin fablarından seçkiler… Modern edebiyatın İtalya’daki simgesi Dante, İspanyol edebiyatının babası Cervantes ve Alman edebiyatının “devi” Goethe…

      Okuyucu, antik Yunan ve Hindu aforizmalarının Eski ve Yeni Ahit’teki öğretilerle parallellikler taşıdığını görünce şaşıracaktır. Bu durumu mantıklı bir biçimde açıklamanın tek bir yolu vardır. O da çoktanrılı antik Yunan ve Hinduların ilhamlarını, Yahudi peygamberler ve Hıristiyan havariler ile aynı yerden aldıklarını kabul etmek.

W. A. C.

      “Aforizmalar kısa oklar gibidir, uzağa uçar ve hedefi on ikiden vururlar. Uzun söylevler ise sıkıcıdır ve pek ciddiye alınmazlar.”

– FRANCIS BACON

      DOĞUDAN AFORİZMALAR

1

      İnsanın içinde büyüyen kötü tutkular tehlikeli düşmanlardır; kolay kolay yenilmezler. Bunlara karşı yapılacak tek şey yiğitçe karşı koymaktır. Bu savaşı kazananlar dünyanın en büyük ordularını yenmiş sayılırlar.

– BARAVİ32

      Tutkuları mantığına üstün gelen insanı bilgeler insan yerine bile koymazlar.

– FİRDEVSÎ43

      Kendinden aşağı olanla dostluk etmek bilgiyi yok eder; akranlarla münasebet eşitliği getirir, seçkinliğe ulaşmak istersen kendinden üstünlerle beraber ol.

– HİTOPADEŞA54

      Yüreğinin acı çekmesini istemiyor musun? O zaman sefaletin bağlarından uzak durmayı öğren.

– SÂDİ ŞİRAZÎ65

      Dostlarına olduğu kadar düşmanlarına da nezaketle yaklaş

      Nazik bir kalbe sahip olan hoyratça iş görmez

      Kabalık can dostlarını sana düşman eder

      Nezaket ise düşmanını dost kılar

– ÖMER HAYYAM7
6

      Sıkıntılı anlarda umutsuzluğa düşmeyin, en güzel yağmurlar en kara bulutlardan yağar.

– NİZAMÎ87

      Hepimizin kökeni aynıdır. Ama herhangi bir odun yakıldığında sandal ağacı kadar güzel kokmaz.

– ARAP ATASÖZÜ8

      Bilgeliğiyle ün salmış yaşlı bir adama sordum: “Refaha erişmek için hangi yoldan gitmeliyim?”. Bana “Yapabiliyorsan eğer gönlünü ferah tut.” dedi.

– SELMAN99

      Sürekli işsiz olan bir insanı, kötü bir işte zorla çalıştırılan bir adama tercih ederim.

– AFGAN ATASÖZÜ10

      Aptal insan ıvır zıvır konularla uğraşır. Kısa zamanda onları bile beceremeyip vazgeçer. Yüce insansa zorlu işlere atılır ve azimle çalışarak bunların üstesinden gelir.

– MAGHA1011

      Arkadaşlarına iyi davranan güzel insanlar, salt onları mutlu etmek için gerçek olmayan güzel sözler söylemekten kaçınırlar.

– BARAVİ12

      Mantık tutkuların elinde tutsaktır, aynen fettan bir kadının parmağında oynattığı zayıf bir adam gibi…

– SÂDİ ŞİRAZÎ13

      Kötü insanlar toprak kaptan farksızdır. Kolayca kırılır ve eski hallerine döndürülemezler. Erdemli insanlarsa altın kap gibidir: Zor kırılır ve kolayca tamir edilirler.

– HİTOPADEŞA14

      Güzel davranışlarıyla babasını hoşnut eden çocuk, sadece kocasının iyiliğini dileyen eş ve hem iyi günde hem de kötü günde dostunun yanında olan arkadaş… Bunların üçü de erdemli insanların ödülleridir.

Скачать книгу


<p>1</p>

Apoloji: Bir inancın, bir öğretinin akıl temelinde savunulması.

<p>2</p>

Kanonik: Otoritelerce doğrulanmış, sahih.

<p>3</p>

Baravi: “Mahakavya” ve “Kiratarjuniya” gibi yapıtlarıyla tanınan ve M.Ö. 6. yüzyılda yaşadığı tahmin edilen bir Sanskrit ozanı. (ç.n.)

<p>4</p>

Firdevsî: (Hakîm Ebul Kasım Firdevsî Tusî) “Şehname” başta olmak üzere çok önemli yapıtlar veren ve 940 – 1020 tarihleri arasında yaşamış Fars ozanı. (ç.n.)

<p>5</p>

Hitopadeşa: Milattan yaklaşık 1200 yıl önce fabl tarzında yazılmış, Sanskrit felsefe metinlerini barındıran bir kitap. (ç.n.)

<p>6</p>

Sâdi Şirazî: (Ebu Muhammed Müslih el Din bin Abdullah Şirazî) “Bostan” ve “Gülistan” başta olmak üzere çok önemli yapıtlar vermiş, Doğu’da olduğu kadar Batı’da da etkili olmuş bir Fars ozanı. 1184 – 1283 yılları arasında yaşamıştır. (ç.n.)

<p>7</p>

Ömer Hayyam: (Gıyaseddin Eb’ul Feth Ömer İbni İbrahim’el Hay-yam) 1048-1131 yılları arasında yaşamış İranlı şair, matematikçi, filozof ve astronom. Kendine özgü tasavvuf anlayışını yansıttığı rubaileriyle dünya çapında büyük bir ün kazanmıştır. (ç.n.)

<p>8</p>

Nizamî: (Nizam ed Din Ebu Muhammed İlyas ibn-Yusuf ibn-Zekkî) Bir adı da Nizameeddin Gencevî olan, “Hüsrev ile Şirin”, “Leyla ile Mecnun” ve “İskendername” gibi yapıtlarıyla tanınmış olan ve 1141 – 1209 yılları arasında yaşamış Fars dili ozanı. (ç.n.)

<p>9</p>

Selman: (Hâce Cemâluddîn Selmân bin Hâce Alâuddîn Muhammed) 1309 – 1376 yılları arasında yaşamış, Selman-ı Savecî olarak da bilinen Fars ozanı. (ç.n.)

<p>10</p>

Magha: M.Ö. 5. yüzyılda yaşamış, Gijjhakuta kentinde Buda ile tanıştıktan sonra onun öğretisini benimsemiş bir Hint ozanı. (ç.n.)