Скачать книгу

bildiklerimiz çağdaşı diğer bazı yazarlara göre nispeten fazla aslında. Bunu da Gracian’ın Cizvit tarikatına mensup bir keşiş olmasına ve Cizvitlerin de “kardeş”lerinin eserlerini bir dilden birçok dile çevirmeye ve yaymaya çok meraklı olmalarına borçluyuz. Bu kitapta okuyacağınız üç yüz aforizma felsefe alanında değer taşımalarının dışında bir de aforizma türü içinde özel bir yere sahip; çünkü aforizma türünün günümüze ulaşan ilk yetkin örnekleri arasında sayılabilecek düşünceler bunlar. İspanyolcada agudeza (nükte) denen bu kısa ve özlü sözler sonraları yaygınlaşsa da ilk yetkin örnekleri arasında elinizde tuttuğunuz bu kitap yer alıyor.

      Baltasar Gracián 8 Şubat 1601 tarihinde Aragon Krallığı topraklarında bulunan Calatayud kentinin Belmonte bölgesinde dünyaya gelir. Adından da anlayabileceğiniz gibi, bir Mağribi kenti olan Calatayud (asıl adı olan Kalat Ayub “Eyüb’ün Şehri” demektir zaten) oldukça kuzeyde olmasından dolayı Avrupa kültürüyle Mağribi kültürü arasında bir geçit niteliğindedir o zamanlar, ancak 17. yüzyılın başına denk gelen Gracián’ın doğumundan sonra kent tamamen İspanyol ve Hıristiyan kimliğindedir artık. Soylu bir doktorun oğlu olarak dünyaya gelen düşünür-yazarın önünde de dönemin tüm soylu erkekleri gibi sadece iki seçenek vardır: Ordu ya da kilise. Yazarın kendi hakkında söylediklerinden anladığımız kadarıyla anne ve babası o küçükken ölmüş; Gracián çocukluğunu Toledo’da yaşayan zanaatkâr amcası Antonio Gracián’ın yanında geçirmiştir.

      1619 yılında İsa’nın hizmetkârlarına katılan Gracián’ın yaşamı hakkında kesin olarak bildiğimiz tek şey, bir Cizvit rahip olduğu ve öğretmenlikle geçirdiği uzun yıllar ardından Tarragona’daki Cizvit Koleji’nde rektörlük yaptığı. Bir başka bilgimiz de yazarın hayatı boyunca yakın bir dost olarak kaldığı Don Vincencio Juan de Lastanosa’nın eserlerinin basımı konusunda kendisine büyük destekler sağladığı; yani o günlerin deyişiyle hamilik, bugünkü deyişle sponsorluk yaptığı. Arkeolojiye meraklı, eski para, heykel vs. biriktiren bu soylu adamın yardımıyla rahat bir hayat geçiren Baltasar Gracián, Madrid, Zaragoza gibi yerlerde çalıştıktan sonra Tarragona’ya yerleşiyor ve 6 Aralık 1658 tarihinde oradaki Cizvit Koleji’nin rektörlüğü görevini sürdürürken hayata gözlerini yumuyor. Yazar öldükten uzun yıllar sonra doğduğu Belmonte de Catalayud kasabasının adının Belmonte de Gracián olarak değiştirilmesi de sanata ve sanatçıya verilen değerin hoş bir ifadesi olarak hatırlanmaktadır günümüzde…

      Don Vincencio’nun bir mektubundan anlaşıldığı kadarıyla, bir kez Kral III. Philip’in de sofrasına konuk olan Gracián, döneminde verdiği ateşli vaazlarla ünlenen ve konuştuğu zamanlar dinleyicileri kendisinden geçiren bir hatipmiş. İlk kitabı El Héroe’yi (Kahraman) 1630 yılında Don Vincencio’nun desteğiyle yayımlatan yazarımız, o zamanlar akıllı uslu adamların, hele de bir Cizvit rahibinin kitap yazmasının hoş karşılanmayacağını düşünerek kitabında Lorenzo Gracián mahlasını kullanmış. Bu kitabı okumadık diye üzülmeye gerek yok; çünkü kitabın tamamı parçalar halinde elinizde tuttuğunuz kitapta var.

      Özgün adı Oráculo manual y arte de prudencia (İşini Bilenin El Kitabı ve Sağduyu Sanatı) olan elinizdeki kitap Joseph Jacobs’ın 1892 tarihli İngilizce çevirisinden çevrilmiştir. Yazar-çevirmen Sabri Kaliç prensip olarak yazım dili İngilizce olmayan kitapların çevirileriyle hiç ilgilenmemesine rağmen bu kitabın bu kadar zamandır İspanyolca bilenler tarafından fark edilmediğini görünce dayanamamış ve kendi zamanında büyük övgüler almış olan Joseph Jacobs çevirisine el atmak zorunda kalmıştır. Bir gün Oráculo Manual İspanyolca aslından da Türkçeye çevrilirse buna en çok sevinenlerin başında bizim geleceğimiz aşikârdır. Jacobs kitabın çevirisinin adını The Art of Worldy Wisdom koyduğu için biz de Türkçede Akıllı Yaşama Sanatı demeyi yeğledik…

      1640 yılında El político Don Fernando el Católico (Politikacı Katolik Kral Fernando) kitabını yayımlamış yazar. 1642 yılında ise, altı yıl sonra Agudeza y arte de ingenio (Nükte ve Yaratıcı Zeka Sanatı) adıyla tekrar yayımlayacağı Arte de ingenio (Yaratıcı Zeka Sanatı) adlı kitabı çıkarmış. Gracián’ın 1647’de çıkan kitabı El Discreto (Olgun Adam) da diğerleriyle hemen hemen aynı şartlarda yayımlanmış. Bu kitabında da yazar serseri gibi yaşayan insanları eleştirerek akıllı, uslu, durmuş, oturmuş yaşamasını bilen adamların nelere dikkat etmesi gerektiğini anlatmaktadır. Akıllı Yaşama Rehberi, Gracián’ın başyapıtı olması nedeniyle aynen El Héroe’nin olduğu gibi El Discreto’nun da hemen hemen tamamını içermektedir.

      1651-53 ve 57 yıllarında ise “Gençliğin Baharında”, “Olgunluğun Güzünde” ve “Yaşlılığın Kışında” adlı üç ciltten oluşan El Criticón (Eleştirmen) adlı bir kitap daha yayımlayan Gracián, bu eserinde insan ruhunun gelişimi üzerine düşüncelerini anlatır. Kitapta Saint Helena adında bir adaya düşen Critilo adında bir İspanyol orada Andrenio adında uygarlıktan uzak bir yerliyle karşılaşır. Anlaşmaya başladıkları zaman Critilo, Andrenio’ya 3-4 yaşındaki hayatından bugüne dek olanların bir muhasebesini yapar. Adadan kurtulup birlikte Fransa’ya, İspanya’ya ve sonunda da Roma’ya giden ikili oralarda kadın ve erkek kimliklerinde kişileştirilmiş olan Gerçek, Yiğitlik, Sahtelik vb. karakterlerle karşılaşırlar. Critilo bu kitapta çeşitli katakullileriyle çağın insanını örneklerken, Andrenio ise tüm samimiyeti ve açık yürekliliği ile doğayı simgelemektedir. Yazar sonuç olarak, 17. yüzyıl İspanyol insanının sahip olması gereken ideal yapıyı kurar bu anlatısında. Elbette dikkatinizi çekmiştir; felsefi yanı bir yana, El Criticón’un olay örgüsü kendisinden sonra yayımlanan Robinson Crusoe’yu epey andırmaktadır ve De Foe’nun, Gracián’dan haberdar olduğunu ve esinlendiğini ileri süren edebiyat tarihçileri de bulunmaktadır.

      Daha önce de değindiğimiz Cizvit olma avantajı sayesinde Bal-tasar Gracián’ın hemen hemen tüm eserleri daha kendi zamanında belli başlı tüm Avrupa dillerine çevrilmiş ve geniş okur kitlelerine ulaşma fırsatını yakalamıştır. Akıllı Yaşama Rehberi’nde yazılan birçok şeyin günümüzde de aynen geçerli olduğunu göreceğinizi tahmin ediyoruz; ama gerek “mümin bir Hıristiyan” olmak isteyenlere yol gösterme amacıyla yazılmaları, gerekse de zaman içinde bazı değer yargılarının değişmesi sonucu kimi sözlerin de okurlara garip, hatta saçma geleceğini göze alarak yayımlıyoruz bu kitabı…

MAYA KİTAP

      Çevirmenin notu: Bazı paragraflarda konuyla çok ilgisi yokmuş gibi görünen cümlelerle karşılaşabilirsiniz. Bunlar yazarın bazen de konu dışındaki fikirlerini dile getirmesinden kaynaklanmaktadır. Bu gibi durumlarda biz (özgün metne sadık kalmak adına) yazarın anlattıklarında herhangi bir değişiklik yapmadık. S.K.

      Kitabın orijinal ilk baskısının ön sayfası.

I Her Şey Kendi Doruğunda Olsun,

      özellikle de insanın dünyada kendine yön çizme sanatında. Bugünlerde tek bir bilge yaratmak için gerekenler, geçmişte Yedi Bilge1 yaratmak için gerekenlerden daha fazla. Zamanımızda tek bir insanla uğraşmak için bile geçmişte koca bir halkla uğraşmak için gerekenlerden fazlası lazım.

II Karakter ve Idrak:

      Kapasitemizin iki kutbudur; biri eksikse mutluluğumuz yarım kalır. İdrak yetmez, karakter de gerekir. Öte yandan kendine uygun bir mevki, iş, muhit ve arkadaş çevresi edinememek ancak aptalın talihsizliğidir.

III Bir Süre Merakta Bırakın

      Yeniliğin yarattığı hayranlık, başarılarınızın değerini artırır. Kartlarınızı açık oynamak hem yararsız hem de yavandır. Kendinizi hemen ifşa etmezseniz beklenti uyandırırsınız, özellikle de mevkinizin önemi çoğunluğun ilgisini çekiyorsa. Her şeye biraz gizem katın; gizem saygı uyandırır. Açıklama yaparken çok net olmayın, sıradan konuşmalarda en gizli düşüncelerinizi sergilemeyin. İhtiyatlı suskunluk dünyevi bilgelikler arasında en kutsalıdır. Açığa vurulan bir karar asla beğeni toplamaz, sadece eleştiriye yer bırakır. Hele de başarısızlıkla sonuçlanırsa, talihsizlik ikiye katlanır. İnsanların sizi merakla takip etmesini sağlarsanız, ilahi yoldan gidiyorsunuz demektir.

IV Bilgi ve Cesaret

      yücelik unsurlarıdır. Ölümsüz oldukları için ölümsüzlük bahşederler. Herkes bildikleriyle sınırlıdır, bilgeler ise her şeyi yapabilir. Bilgisiz insan ışıksız bir

Скачать книгу


<p>1</p>

Yedi Bilge: Socrates öncesi M.Ö. 7.-6. yüzyıllarda yaşamış, antik çağ düşüncesine öğütleriyle öncülük eden Yunanlı filozof ve devlet adamları için kullanılan bir terimdir. Bu bilgelerin Rodoslu Kleobulos, Atinalı Solon, Ispartalı Khilon, Lesboslu Pittakos, Pirieneli Bias, Korinthoslu Periandros ve Miletli Thales oldukları söylenmekteyse de gerçekte kimler veya kaç kişi oldukları tam olarak bilinmemektedir. İlk filozof sayılan Thales de bu yedi bilgenin arasındadır, ancak Thales doğa felsefesi üzerine de düşündüğü ve her şeyin özünün su olduğunu söylediği için bilimsel bir değer kazanmış, diğerleri ise sadece geleneklere ve toplum yaşamına dair ışık tutucu öğütler veren kişiler olarak kalmışlardır. (ç.n.)