Скачать книгу

Aşıklı Höyük’te yaşayan insanlar, barındıkları yerleri kerpiçle sarıp üstlerine bir çatı ekledikten sonra hemen tarıma geçmemişlerdi. Avcılık ve tarımın bir ara yürütüldüğü bir çağda muhtemelen iş bölümleri de ortaya çıkmaya başlamıştı. Köyün bir bölümü avcılık için araziye çıkarken bir bölümü de sepet ve boncuk yapımında, deri ve post işlemesinde çalışmış ya da tarımsal süreci idare ederek tarımda uzmanlaşmış ve uzmanlaştıkları alanlarda ilk iş paylaşımlarında bulunmuşlardır. Bu iş paylaşımlarında Aşıklı Höyük de diğer yerleşimler gibi önemli bir merkezdir.

      Aşıklı Höyük için sosyal medya kanallarında paylaşılan bir diğer husus ise “ilk beyin ameliyatının gerçekleştiği yer” olduğudur. Peki, gerçekten öyle mi?

      Ameliyat olarak bahsedilen bu husus aslında bir trepanasyon! Hastalanan ya da akli dengesi yerinde olmayan kişilerin içine giren kötü ruhların, kafatasına açılan bir delikten çıkabileceğine inanılırdı. Ancak dönemin şartları da düşünüldüğünde, bu operasyonun sonrasında hayatta kalabilen insan sayısı çok azdı. Kalabilenler de ya hayatlarına engelli olarak devam ediyorlardı ya da daha sağlıklı hale gelmişlerse “Tanrı’nın koruduğu kişi” olarak görülmeye başlıyorlardı.

      8. Can Hasan Höyüğü

      Karaman ilinin Alaçatı köyünde yer alan Can Hasan Höyüğü, ismini aslında köyün eski isminden almaktaydı. Can Hasan köyünün ismi sonradan Alaçatı olarak değiştirilse de höyüğün ismi değiştirilmemiştir.

      Bugün Can Hasan Höyüğü’nü ziyaret ettiğinizde karşınıza üç alan çıkacaktır. Can Hasan 1, kalkolitik çağa dair verilerin olduğu bir bölgedir. Can Hasan 2’de Helenistik döneme ve Roma dönemine dair veriler bulunmaktadır. Can Hasan 3 ise neolitik döneme tanıklık etmiş bir bölgedir. Burada yapılan incelemeler sonrasında bölgede buğday, çavdar, arpa, keçi, domuz, köpek, balık, sığır gibi yerleşik hayata katkı sağlayacak unsurlar bulunmuştur.

      Can Hasan’da dikkat çeken bir diğer önemli konu ise çanak çömleksiz döneme ait oldukça ilkel ve estetik algısından uzak kapların bulunmasıdır.

      9. Bazı Önemli Neolitik Dönem Yerleşim Yerleri

      Hacılar Höyüğü – Burdur

      Bademağacı Höyüğü – Antalya

      Höyücek – Burdur

      Kuruçay Höyüğü – Burdur

      Orman Fidanlığı – Eskişehir

      Süberde / Görüklük Tepe – Konya

      Çatalhöyük – Konya

      Pınarbaşı – Karaman

      Can Hasan – Karaman

      Aşağı Pınar – Kırklareli

      Hoca Çeşme – Edirne

      Yarımburgaz – İstanbul

      Fikirtepe – İstanbul

      Ilıpınar Höyüğü – Bursa

      Kumtepe Höyüğü – Çanakkale

      Beşik / Sivritepe – Çanakkale

      Ulucak Höyüğü – İzmir

      Latmos – Muğla

      Beycesultan Höyüğü – Denizli

      Yumuktepe Höyüğü – Mersin

      Köşk Höyük – Niğde

      Musular – Aksaray

      Aşıklı Höyük – Aksaray

      Büyük Güllücek Höyüğü – Çorum

      Domuztepe Höyüğü – Osmaniye

      Demircitepe Höyüğü – Diyarbakır

      Cafer Höyük – Malatya

      Nevali Çori – Şanlıurfa

      Göbeklitepe – Şanlıurfa

      Çayönü – Diyarbakır

      Körtik Tepe – Diyarbakır

      Demircitepe Höyüğü – Diyarbakır

      Hallan Çemi – Batman

      Gusir Höyük – Siirt

      Tilkitepe – Van

      Tepecik Höyüğü – Elazığ

      İkiz Höyük – Malatya

      VIII

      Maden Çağı

      1. Madenin İşlenmesi, Doğa Tahribatı ve Seri Üretim Çabası: Kalkolitik Çağ (MÖ 5000-3000)

      Geç neolitik çağın hemen arkasından gelen çağı tanımlayan kalkolitik kelimesi, Yunancada “bakır” anlamına gelen khalkos (χαλκός) ve “taş” anlamına gelen lithos (λίθος) kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur.20 Aslında insanlığın anaerkil toplumdan yavaş yavaş ataerkil topluma geçtiği, savaşların başladığı, toplumsal statülerin oluştuğu, arazilerin özel mülk haline geldiği, meslek sınıflarının çeşitlendiği, şehirlerarası ticaretin sıklaştığı ve en önemlisi yazının ortaya çıktığı dönem olarak bilinmektedir.

      Öyleyse kalkolitik çağın diğer dönemlerden en önemli farkı neydi?

      Elbette maden!

      Kalkolitik çağ dediğimiz dönemde, yüzeyden toplanan madenlerin işlenmesi süreci, çeşitli madenlerin de keşfedilmesiyle geliştirilmiş ve bir adım öteye taşınmıştır. Geç neolitik dönemde insanlar madeni ısıtarak şekillendirmeye çalışırdı. Kalkolitik çağda ise madenler artık eritilerek doğrudan şekillendirilmeye başlanmıştır.

      Bakır, kurşun, gümüş, altın gibi madenlerin keşfedildiği bu dönemde artık yüzeyden maden toplama durumu ortadan kalkmış, rezervlerin olduğu maden ocakları açılmıştır. Artan maden kullanımı ve ateşte eritme gibi yeni maden işleme teknikleriyle beraber insanlar doğayı tahrip etmeye de başlamışlardı. Yüksek ısı için gereken odunu temin edebilmek amacıyla civardaki ağaçları kesiyorlardı. Aynı zamanda artan nüfus ve artan beslenme ihtiyaçları sebebiyle ormanlık araziler de tarıma açılıyordu.

      Yine bu dönemde çömlekçi çarkının Anadolu’ya girmesiyle beraber seri üretim hızlanmıştır ve pişmiş topraktan yapılmış seramik kap kacaklara, kazıma tekniği kullanılarak ya da boyayla çeşitli motifler bezenmiş, estetik algı öne çıkmıştır.

      Bu dönem, Anadolu’ya yapılan göçler sonucunda çeşitli dini ritüellerin ve kültürlerin bir araya geldiği bir dönem olmuştur.21

      2. Surların Yükselmesi ve Barınma Yollarıyla Kalkolitik Dönemde Mimari

      Bugün kalkolitik çağa ait bir arkeolojik sit alanına gittiğinizde, karşınıza muhtemelen taş temeller ya da kazı başkanlarının büyük emekler vererek hazırladıkları, adına rekonstrüksiyon denen, ziyaretçilerin alanı anlamaları için sonradan yapılmış canlandırma alanları çıkacaktır.

      Kalkolitik çağda evler, geç neolitik dönemde olduğu gibi taş temeller üzerine yapılmış ve üzerine kerpiçten hazırlanmış tuğlalar eklenmiştir. Burada taş temelin yapılmış olmasındaki en büyük etken, zeminden nem ve su gelmesi durumunda duvarın yıkılmasını önlemektir. Elbette kerpiçten yapılmış temeller de mevcuttu. Ayrıca gelişen mimari teknikler sebebiyle evlere ikinci bir kat yapma imkânı da sağlanmıştı.

      Dörtgen planlı evlerin, bir ana odası

Скачать книгу


<p>20</p>

Veli Sevin, Anadolu Arkeolojisi, Der Yayınları, İstanbul, s.71.

<p>21</p>

Sırrı Tiryaki, “Kalkolitik Çağ’da Doğu Anadolu Bölgesi Madenciliğinin Başlangıç Evreleri”, Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (BUSBED), 7 (13), 2017, s. 178-200.