ТОП просматриваемых книг сайта:
Lâ Havle - Lütfî Divânı. Lütfü Şehsuvaroğlu
Читать онлайн.Название Lâ Havle - Lütfî Divânı
Год выпуска 0
isbn 978-605-121-929-5
Автор произведения Lütfü Şehsuvaroğlu
Издательство Elips Kitap
SEVGİLİ
Her gece yolunu bekleyip durdum
Yeis girdabında kahırla doldum
Kopan bir gül gibi sararıp soldum
Elini ver, kalbimi al sevgilim
Neler umdum, neler buldum hayattan
Hep didindim, kaçar oldum rahattan
Bengisu beklerken şu tabiattan
Bak kanıma zehir akar sevgilim
Gurbetin yolunda doğdum sanki ben
Bir dem yaşamadan öldüm sanki ben
Tabuta girmeden duydum sanki ben
Ölümün sesini her dem sevgilim
Sevgiyi ararken güzel gözünde
Tarifsiz bir sevda gezer özümde
Koşa koşa derman kalmaz dizimde
Buldum derken yitiririm sevgilim
Başka uyandığın bir gün gelecek
Çocuklar her sabah başka gülecek
Yönüm nereyedir, kim ne bilecek
Gelemedim, geleceğim sevgilim
Kayar toprak, beden kalmaz sevgilim
Akar zaman geri gelmez sevgilim
Sana varmak kolay olmaz sevgilim
Sevmek güzel ölene dek sevgilim
ÖTELER
Mezarlar yarıldı
Kaçıştı cinler
Tabutlar çatırdadı
Zınk diye durdu zaman
Evren karanlığa gömüldü
Ölü
Kefenini yırtıyor şimdi
Nefes alıyor yaratık
Kaplıyor atmosfer ciğerleri tümüyle
Zikr
Her nefeste hû
Yıkılsın artık duvarlar
Perdeleri kaldırın
Açılsın gökyüzü renk cümbüşüne
Kurtulun artık duman ülkesinden
Daireler iç içe -derinlik- çaplar eşit
Alıp yaprağı yerden
Döne döne yukarılara savuruş
Eylem
O sonsuzluklar ülkesine hareket
Şimdi zaman bir çeri
Ve mekân saray
Kral uykuda
Ölü hayat dansına başladı
Maestro…
Hey çalsın tamtamlar
Dokunsun tellere parmaklar
Gümbür gümbür çağıldasın su
Varlığın ilki deniz
Ve deniz hayata gebedir
Doğuş
Sapan taşından fırlayacak taş gibi
Bekliyor
Ve gürültü; denizin dibinden geliyor gürültü
Bir yumruk gibi şakakta patlıyor
Bir an baygınlık ve
Çağlamak, dirilmek, uyanış…
Varlık peydahlandı denizin üstünde bir kuş
Kalbinin çarpışı duyuluyor
Heyecan, canlı oluş
Su kıskandı canlıyı
Hâlbuki kendindedir hayat
Hayatın zeminidir su
Bunu bilmez su
Bağrı yanıkların
Kuru, kupkuru çatlak dudaklarından
Dökülecek son sözlerin su olduğunu..
Bilmez su
Boğmak istedi kuşu su
Boğmak istedi içine alarak
Aşk onca buydu
Zulm ve aşk
Aşkın sonu zulüm
Nasıl sebebiyse
Velilerden Abdullah’ın dediği gibiyse
Yaradan’a kulluktan kaçılan her an
Zulmün ta kendisi
Varoluş bir eziyet
Bir yabancılaşma özüne
Mutlak ebedî hakikatten kopuş
Fakat her nefeste hû gizli
Her nefeste Allah
Zikirden o an fikir doğacak
Bir güneş gibi
Vahy fikri
Sesler gaiplerden bir akis
Meclis: Mağara
Okumak ilk emir insana
İkra
Ve yarıldı mağara
Bu alfabe hangi alfabe
Ya bu gramer
Sayfalar çevrildi
Ne okuyacak insan
Çarpıldı, sendeledi
Her yanını O kaplamıştı
Ve her yan O’nda
Okumak
Allah’ın adıyla
Okudu
Bütün mağara okudu
Bütün bir mekân
Ses yankılandı evrende
Her şey yöneldi Rabbi’ne
Heyecan son haddinde
Kalplerde depreniş
Bir ürperti
Kapı kapandı
Kervan durdu
Ya gidiyordu da biz koptuk
Korkunç boşluk…
Kurtar bizi ya Rab
Kurtar
Ölüler evinden selam getirdim
Mezar taşları uğurladılar beni
Tabutlar mağaralar gibidir
Beyaz kefendir karanlıkta fener
Eşyalar köşesizdir
Eşyalar birbirine döner
Dokunun mezar taşlarına dokunun
Gece bir fatiha silüetinizden
NAAT-I ŞERİFE-İ 21. YÜZYIL 33
Aydın olsun, kutlu olsun gününüz
Müjdesiyle ufkumuzu sardı O
Cihana dirlikler versin ününüz
Mucizeyi elimize verdi O
Sükûtun içinden sesi çıkardı
Kandili ateşledi mağaramızda
O
33
Bu şiir o kadar hızlı yazıldı ki ertesi gün Diyanet İşleri Başkanlığının açtığı naat yarışmasına katıldı. “Naatlar” kitabında yer aldı. Nurullah Genç birinci, Şükrü Karaca ikinci olmuştu. Yoksa yanlış mı biliyorum? Bir de isimsiz bir naat göndermiştim.