Скачать книгу

Han, her zaman kendi fikri olan, her an kararını değiştirebilen, dogmatik bir hükümdar imajına uymayan bir fatihtir. Bu açıdan bakıldığında Yunus Oğuz’un kahramanı kaosun rahminde doğan ve kosmosa giden bir kahraman olarak nitelendirmesi, yazarın başarılı bir keşfidir.115

      Sonuç olarak milletler birbirlerinden faydalanmış, bilimsel sonuçlarını geliştirmiş ve yeni zirvelere ulaşmışlardır.“Yeni düzenin başlangıcı kaotik olmasına rağmen, uluslararası ticaretin sonraki gelişimi, kültür ve teknolojinin gelişmesinde inanılmaz sıçramalara yol açtı. Yeni teknikler, bilgi ve zenginlik bir rönesans yarattı.”116 Tanınmış Azerbaycanlı yazar Yunus Oğuz’un kaleme aldığı Cengiz Han tarihî romanı, dünyada bu konuda yazılmış birçok eser arasında örnek sayılabilecek bir eserdir.

      Cengiz Han, Azerbaycan tarihçiliği ve edebiyatında farklı zamanlarda farklı yönlerden araştırılmıştır. Sovyet döneminin ideolojisi, Cengiz Han’ı zalim, baskıcı ve yıkıcı olarak tasvir etmeyi tercih ederek olumsuz taraftan takdim etmiştir. Ancak bağımsızlığın Azerbaycan’a sağladığı imkanlar, bu büyük hükümdar ve devlet başkanına yeni ve farklı bir bakış açısının sunulmasını mümkün kılmıştır. Azerbaycan edebiyatında Ferman Kerimzade’nin Tebriz Şeref’i ve Yunus Oğuz’un Cengiz Han tarihî romanları, Cengiz Han’ın tarihî imajının edebiyatımıza başarılı bir şekilde yansıdığını söylemek için temel oluşturmaktadır.

      YAKIN OKUMALAR

      Cengiz Han …

      TUBA DALAR 117 : MOĞOL KURDU’NDA CENGİZ HAN PORTRESİ

      Giriş

      Tarihî vakalar ve bu vakalar üzerine yapılan okumalarda, elbette okuyan gözün nereye konumlandığı ile ilişkili olarak bir anlam zenginliği oluşur. Cengiz Han ve kurduğu imparatorluk söz konusu olduğunda da bu yorum yelpazesinin genişliği dikkat çeker. Moğol tarihine dair bilgiler, yerleşik kültürün temsilcisi olan diğer milletlerin (Çin, Bizans, Arap, İran vb.) kaynaklarında yer alır. Bununla birlikte kurucu Cengiz Han’ın ismine rastlanan ilk kaynak, Moğolların ilk yazılı belgesi, 1225’te dikilen Cengiz Taşı’dır. Uygur harfleriyle Moğolca olarak kaleme alınan yazıtlar arasında ayakta kalabilmeyi başarmış en eski anıtlardan olan, beş satır ve yirmi bir sözcükten oluşan Cengiz Taşı, Cengiz Han’dan söz etmese de ilk satırı “Cingis – qan-i” sözcükleri ile başladığından bilim dünyası tarafından bu isimle anılır.118

      Zaman içerisinde tarihe ve tarihe yön veren kişilere duyulan ilgi, siyasi konjonktür gereği farklı bir ivme kazanır. Özellikle de toplumsal kimlik arayışlarının artış gösterdiği dönemlerde köklerin Osmanlıdan ötesine bağlanma ihtiyacı doğar ki bu ihtiyaç Cengiz Han gibi birtakım tarihî kişiliklerin yeniden yorumlanmasına vesile olur. İslami çevrenin kolektif hafızasında karşı figür olarak kurulan Cengiz Han profili ile Türkçü çevrelerin sahip olduğu Cengiz Han tasavvuru birbirinden ayrıdır. Türk unsurların siyasi bir birlik altında toplanmasını arzu eden Türkçü düşüncenin ortaya koyduğu Cengiz Han figürü, geçmişte bu ideali gerçekleştirmiş (Cengiz’in böyle bir ideali olmasa da) bir kahraman olarak görülebilir. Türkçü düşüncenin siyasi tezine katılmayan Osmanlıcı ve İslamcılar ise her türlü millî kimlik talebinin, devletin çöküş sürecini hızlandırdığını düşündüklerinden, onların nezdindeki Cengiz Han tasavvuru elbette Türkçülerin ortaya koymaya çalıştığı Cengiz Han portresinden daha farklı olacaktır.119 Bir taraftan bakıldığında Cengiz Han, seçimle kağan olmuş, yönettiği topraklar üzerinde töre ve yasanın buyruklarına göre hareket etmiş, müstebit olmayan laik, demokrat, birleştirici bir ulus-devlet kurucusudur. Diğer taraftan bakıldığında ise âlem-i İslam’ın en büyük düşmanı, hatta bütün beşeriyete zararlı, müşrik, zalim, kan dökücü, medeniyet yıkıcı, lanetlenmiş bir kişiliktir. Cengiz Han’a yönelik söylemlerin temelinde dinî ve millî hassasiyetlerin olduğu muhakkaktır. Siyasi konjonktürün yüzünü Turan’a döndüğü dönemde başka, Anadolu’ya döndüğü dönemde başka bir Cengiz Han algısı oluşur. Bu algı değişimi sonucunda Cengiz’in etnik kökeni bile tartışma konusu edinilir. Cengiz’in Türklüğüne yapılan vurguların altında, dünyanın en geniş imparatorluğuna sahip çıkmanın getirdiği psikolojik tatmin ve bir zamanlar Türklerin siyasi birliğinin sağlanmış olmasının gelecekteki Türk birliği hayalini desteklemesi yatar. Cumhuriyet sonrası gelişen Anadolu Türkçülüğü, Cengiz’in etnik kökenini tartışmaya açınca da geriye onun ordusunun büyük oranda Türklerden oluştuğunu ve Türk töresine uygun bir yaşam şekli geliştirdiği savunmak kalır.120

      Cengiz Han’ın ya da ordusunun etnik kökeni, Moğolların benimsediği töre, imparatorluğun sınırları, Cengiz’in amacı gibi tartışmaların ötesinde, tarihe not düşen bir Cengiz Han gerçeği vardır. Adaletli, dirayetli, katı ve gaddar yönleriyle tarih sahnesinde yerini alan Cengiz Han’ın öyküsü, muhtelif yorumlara açık olmakla birlikte bir siyasi başarı öyküsüdür. Moğol tarihi, yıkım ve yakım tarihi olarak anılsa da Cengiz Han’ın tarihi kişiliği mercek altına alındığında onun tek vasfının korku imparatorluğu kurmak olmadığı, bünyesinde pek çok liderlik vasfını taşıdığı görülür.

      İncelemeye esas olan Moğol Kurdu romanı,121 çocukluk yıllarından başlayarak Cengiz’in ölüm yılı olan 1227’ye kadar geçen zaman dilimini ele alır. Odak noktasını Cengiz Han’ın hayatı olarak seçen anlatı, başkişinin en yakın arkadaşı olan Borçu’nun anlatımıyla okura sunulur. Romanın başında “Yüreğini yükseklere as, seni dünyadaki insanların en açı, Cengiz Han’a, Moğolların hanına, Tengri’nin yeryüzündeki temsilcisine, bütün kavimlerin imparatoruna adadığım hayatımın terkisinde götüreceğim” diyen Borçu, roman boyunca anlatma misyonunu üstleneceğini okura bildirir. Anlatıcı karakter, çocukluğundan başlayarak Cengiz Han’a adadığı ömrünü, ömrünün son demlerindeyken geri dönüşler ile aktarır. Üç ana bölümden oluşan anlatı, dengeli bir şekilde dağılmamış olan elli yedi alt bölüm halinde kurgulanır. Eserin sonuna kaynakça, Moğol coğrafyasını anlatan harita ve dönem diline ait sözcükleri açıklayan mini bir sözlük eklidir.

      Moğol Kurdu, aşiretten imparatorluğa dönüşümün tarihî serüvenini ele alan çoğu roman gibi panoramik bir bakış açısına sahiptir. Bundan dolayı betimleme, çözümleme ve analizleri az; olay anlatımı fazla, anlatı ritmi hızlıdır. Cengiz’in liderliğine odaklanarak Moğol tarihini de anlattığı için eserde karakter ve mekân analizleri fazlaca çekinik bırakılmıştır.

      Cengiz Han biyografisi üzerine inşa edilen anlatı üzerinden Moğol tarihini, dönemin bozkır yaşamına dair detayları ve yaşam tarzına yön veren kural, inanç, değerler sistemini, Temuçin’den Cengiz Han’a dönüşen roman karakterinin yolculuğunu ve Cengiz’i bir cihan imparatoru yapan liderlik vasıflarını okumak mümkündür. Bu çalışma, Moğol Kurdu romanından hareketle başkişi Temuçin’i şekillendiren bozkır ruhunu yansıtmayı ve Cengiz’in tarihî, siyasi, iktisadi, kültürel yönleriyle çok yönlü bir portresini ortaya koymayı amaçlamış; Cengiz Han’ın yıkım ve kıyım tarihi, çalışma kapsamı dışında görülmüş, üzerinde ayrıca durulmamıştır.

      1. Cengiz Han’ı Şekillendiren Bozkır Ruhunun Yansımaları

      Mekân ile

Скачать книгу


<p>115</p>

Elnarə Qaragözova. Tarixin burulğanında bir fateh – Yunus Oğuz’un “Çingiz xan”ı. https://525.az/news/151574-tarixin-burulganinda-bir-fateh-yunus-oguzun-cingiz-xani

<p>116</p>

Yunus Oğuz. Çingiz xan. Bakı, 2020, s. 393

<p>117</p>

Kastamonu Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi. ORCID: 0000-0002-9833-2593; e-mail: [email protected]

<p>118</p>

Ekrem Kalan, “Moğollarda Yazılı Geleneğin Kökenleri ve Cengiz Taşı”, Türkbilig, S. 35, 2018, s. 3.

<p>119</p>

Mehmet Kaan Çalen, “İkinci Meşrutiyet Döneminde İki Farklı Cengiz Han Tasavvuru”, Modern Türklük Araştırmaları Dergisi, C. 13, S. 4, 2016, s. 229.

<p>120</p>

Mehmet Kaan Çalen, “İkinci Meşrutiyet Döneminde İki Farklı Cengiz Han Tasavvuru,” s. 248. (A.g.m., s. 248)

<p>121</p>

Homeric, Moğol Kurdu. (Çev. Ali Cevat Akkoyunlu), İstanbul: Doğan Kitap, 1999, s. 13. (Çalışma boyunca verilen sayfa numaraları bu baskıya aittir.)