ТОП просматриваемых книг сайта:
Çaresiz Yolcu. Novruz Necefoğlu
Читать онлайн.Название Çaresiz Yolcu
Год выпуска 0
isbn 978-625-6852-27-3
Автор произведения Novruz Necefoğlu
Издательство Elips Kitap
Almurat buna imkan vermeden:
“Ne yapıyorsun Kıztamam bacı, Allah senin de, çoluk çocuğuna yardımcı olsun,” dedi.
Kıztamam dönerek gelininin anası Zümrüt ile, odadaki diğer kadınlarla da sarılıp mutluluğunu paylaştı. Sevine sevine odadan çıkıp bahçeye indi. Bu evin gençleri ile bahçenin bir köşesinde oturmuş anasını bekleyen Arzuman’a:
“Arzuman, oğlum, Allah’a çok şükür, isteğimiz oldu. Kızı Balahan’a verdiler. Sen Bağır kişi ile köye dön. Balahan’a haber ver, sevindir onu, deyip Arzuman’ın yakına çektiği atın üstüne binerken: “Ben yaylaya çıkıyorum. Kurbanlık bir hayvan alıp sabah erkenden köye ineceğim. Hazırlıkları yaparsınız…” Atın üstünden oğluna bir daha bakıp gülerek: Babandan da müjdeni alırsın,” dedi, sonra da atını sürüp şaka ile: “Eh, baban da müjde verir ha!” diyerek yıllardan beri onların tutar eli, koşar ayağı olan yağız atı dağlara doğru çevirip, Cam Bulağı’na doğru sürdü…
Balahan’ın dün öğle vakti başlayan düğünü çok neşeli geçiyordu. Kendi köyleri olan Tahtalardan ve komşu köylerden hayli misafir gelmişti. Kıztamam’ın uzak şehirdeki hısım akrabaları da onun hatırını sayıp onun ilk hayır işine gelerek bu meclise yürekten iştirak ediyorlardı. Bahçenin bir tarafında ağaçtan yapılmış ve üstü sık yapraklı meşe dallarıyla örtülmüş, yanlarına kilim, keçe çekilmiş, yukarısına da, bir kilime, pamukla dokunarak yazılmış “Balahan, toyun mübarek” sözleri asılmış düğün çadırı, gün boyunca gelen misafirlerle dolup taşmıştı. Kıztamam’ın akrabaları, Memiş’in hısım akrabası, onları sevenler, köyün kızları, gelinleri ve delikanlıları gece yarısına kadar söyleşip gülmüşler, kol kaldırıp doyuncaya kadar oynamışlardı. Bu ellerin sazendeleri çalıp söyleyip damada övgü yağdırmışlar; hısımları, akrabaları ve sevenleri Balahan’a ve geline hayli altın, akça takmışlardı. Gülgez, kardeşinin omuzlarına ipek şal atmış, sarılıp yanaklarından öpmüş, Balahan’ın solducu olan nişanlısı Kasım’a da uğrun uğrun bakarak suna gibi süzülüp oynayan kızların, gelinlerin içine karışmıştı. Memiş bütün gün toy çadırında, en rahat yerde oturmuş, çalıp söyleyenleri, oynayanları seyretmiş, çok şükür ne eksik ne de fazla bir hareket yapmıştı. Oğlunun düğününden dolayı keyiflenmiş, yumuşamıştı. Bu elin sevilen sanatçısı, hanende Mahmut: “Damadın babası gelip hediyesini versin,” deyince, Memiş de yerinden kalkarak yavaş yavaş yürümüş, oğlunun karşısına gelmiş, hem damada, hem de sağında, solunda oturanlara hediyeler vermişti. Çalgıcı Mahmut’a da bahşiş vererek, başını eğip teşekkür etmiş, sonra da dönüp gitmişti. Ancak oynamamıştı. Kıztamam, çalgıcıların kıvrak musikileri eşliğinde, oynayarak “beylik tahtında” oturan oğlunun başında bir kaç kez dolanmış, damadı, sağdıcı, solducu öven hanendeye bahşiş verip kollarını açarak kendi akrabaları ile hayli oynamıştı.
Memiş iki odalı, pencereleri açık evin eyvanında oturmuş yemeğini yiyordu. Kıztamam, kızların, gelinlerin girip çıktığı, süsleyip döne döne el gezdirdikleri gelin odasını bir daha gözden geçirdi. İçeriye bir kez daha bakıp bir eksiğin olmadığından tam emin olduktan sonra açık kapıdan eyvana çıktı. Gelin getirmek için gidecek arabalar ile dostların, tanışların böyle hayır iş için getirdikleri iki otomobil, üç minibüs ve bir de kamyon, hazır idi. Gelini, Surhay’ın beyaz otomobili ile getireceklerdi. Gelin arabasını özellikle süslemişlerdi. Çalgıcılar ise minibüslerin biri ile gidip geleceklerdi. Gelin alayında yer alacak adamların listesi ise akşamdan hazırlanmıştı. Onlar da hazır durumda bekliyorlardı. Abosat’ın beyaz otomobilinde önde oturacak olan Bağır kişi:
“Ay oğul, Arzuman, yolumuz uzaktır. Hadi, hazırlıkları bitirin. Bu Kıztamam nerde kaldı, davranın,” diyerek, sonra da çalgıcılara döndü: “Kulam usta, kemiklerimi oynatacak bir hava çal bakalım!”
Arzuman eve yaklaşıp: “Çabuk olun, Bağır dayı geç kalıyoruz diyor” diye eyvandakilere seslendi.
Kıztamam sabah kahvaltısını tamamlamakta olan, ağaç bardağındaki çayının son yudumlarını içen kocasına:
“Memiş, düğüne davet ettiğimiz misafirlerden, düğüne yeni gelenler. Sen evde kalsan da, gelip gideni karşılayıp yola salsan,” dedi. Gelini getirmek için Çeşmeli’ye de Arzuman ile ben gideyim! Olur mu?”
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.