Аннотация

Bazı insanlar, bazı kelimeler ile hemhâl olurlar. Garip kelimesi, Orhan Veli'nin mevcudiyetine siner; çocukluğundan başlayıp ölümüne dek, hatta ölümünde dahi yakasını bırakmaz. Garip geçen çocukluk yılları hüznün gölgesinde yoksulluk ve sefalet ile dost eder onu. Gençlik yıllarında fikir ve ruh dünyasının farklılığıyla çağdaşlarının arasından sıyrılırken nükseder mevcudiyetindeki gariplik. İsminin uzun yıllar birlikte anılacağı Melih Cevdet ve Oktay Rıfat ile çıktığı “şiirde yenilik” yolculuğuna şahit olan aydınlar, “garip bir şair” olarak addederler şahsını. Nitekim Orhan Veli de kabul eder varlığını ve “Garip” koyar öncüsü olduğu şiir akımının adını. Durağanlığa karşıdır Orhan Veli’nin şiiri; değişime ve daimî harekete tutkun, seher vaktinin ılık esintilerine değil de akşamların sert poyrazlarına vurgundur. Yeni bir ses, yeni bir nefestir; geçmişin yüklerinden sıyrılmış, hafiflemiş sözlerdir. Kapanan gözlerin İstanbul'u dinleyişinde, güzel havaların insanı mahvedişinde, iğdelerin baygın kokusunda ve uzaklara dalıp söylenen şarkılarda Orhan Veli’ye rastlamak isteyen okurlar için hazırlan Bütün Şiirleri; değerli okurunu, Orhan Veli’nin kaleminin tozuna ortak edecek ve not düşülen tarihlerle şairin şiirlerindeki tüm dalgalanmaları, esen yelleri derinden hissettirecektir.

Аннотация

Zaman aktı gitti. İsmi dilden dile dolaştı ve şöhreti millî sınırları aşıp tüm dünyaya yayıldı. Hikâyeleri yabancı dillere çevrildi. Kıvrak zekâsı ve ince nükteleri ile Nasrettin Hoca, güncelliğini yitirmedi ve bütün hikâyelerinde gülümsetirken aynı zamanda düşündürmeyi de başardı. Orhan Veli ise mazisi 13. yüzyıla hatta daha eskilere dayanan bu hikâyeleri kaleminin rengiyle harmanlayarak onlara yeni bir soluk getirmiş ve manzum bir şekilde yazarak ebedîleştirmiştir. Hoca’nın karısı bir gün Hoca’nın Cübbesini yıkar; bahçeye asar. Eve geç dönen Hoca derhâl feryadı basar: “Bahçede bir hırsız var; aman! Çabuk ol, kadın! Çabuk bana okumla yayımı ver.” Okla yay hemen gelir; Hoca yayı bir gerer; Yaradan’a sığınıp şöyle cübbeye atar. Aklınca da hırsızı yere serer. Sonra çekilir odasına, yatar. Sabah olup ortalık ağarınca Kalkar bakar ki Hoca…