Скачать книгу

lavmanı uygulamada kullanılan bir cihaz

KOLON MODASI

      On dokuzuncu yüzyılın ortasında, tedavide genel olarak bir gerileme yaşanmış olmasına rağmen, duman lavmanlarının mirası devam etti; dumancılar ortadan kaybolurken, hiyerarşide ikinci derecede bulunan limonatacılar onların yerini aldı. Anüslerine nesnelerin sokulmasına alışmış olan, hatta bunu saplantı haline getiren insanlar, dumandan vazgeçmek zorunda kalınca limonata banyosuyla devam etmeye karar verdiler. Antik Mısırlılar ve Yunanlar bu tür tuhaf hijyen uygulamalarını destekliyordu; bu hâlâ devam etmekte olan tartışmalı kolon sulamasının başlangıcı oldu. Bu uygulama geç dönem Wales Prensesi tarafından da desteklenecekti. Prenses, haftada üç kere “asil temizlenme” deneyimi yaşıyordu, bu seansların her biri, on iki galon sterilize edilmiş maden suyu içeriyordu.

      Bir on altıncı yüzyıl çevirmeninin ayrıntıları gözden kaçırmasının sonucunda, bugün duman lavmanı tutkunlarının modern muadillerinin keyfini çıkardığı birkaç milyar dolarlık kolon sulama klinikleri bulunuyor. Duman lavmanının uygulayıcıları, daha iyisini bilmedikleri için mazur görülebilirdi; esasında geçerli bir tedavi yürüttüklerine inanıyorlardı. Fakat aynısının, kalın bağırsakların içine yapışan dışkıyla her gün yavaşça zehirlendiğimizi söylerek hastalarını ikna etmeyi başaran modern dönem sulama lobisi için geçerli olduğu söylenemez.

      Kayıtlar alınmaya başlandığından bu yana yapılan hiçbir otopsi bunu destekleyecek kanıt bulamadı. Anlamsız tehlikeli sulama uygulamasının amip kaynaklı enfeksiyondan içsel delinmeye ve kalp krizine kadar pek çok yan etkisi olacağı iddia edilebilir. Benim şahsi fikrime göre, vücudun diğer tarafından alınan altı Arjantin birası çok daha güvenilir ve keyifli bir seçenek.

      Duman peşinde

      Hey, Hey, Biz Maymunuz!

Maymunların salgıbezlerini insanlara enjekte etmek cinsel canlanma sağlıyor

      Yüzyıllardır, insanlar -ya da erkekler demek daha doğru olur-kadınları erkeklerin kurlarına karşı koyamayacak derecede tahrik edecek ya da en isteksiz bedenleri bile uyandıracak bir maddenin arayışındaydılar. Yirminci yüzyılın sonunda, Viagra’nın (teknik olarak bir afrodizyak olmasa da) üretilmesine kadar, en ünlü cinsel uyarıcı kuduz böceği (“Spanish Fly14”) idi. Kabarcık kınkanatın kanatlarının çeperinden yapılan afrodizyak, antik Roma’dan bu yana, isteksizler ve şehvet düşkünleri tarafından kullanıldı ve sömürüldü.

      Bir yardım eli: Kuduz böceği içeren bir afrodizyak

      Ancak popülaritesinin nasıl sona erdiği hâlâ gizemini koruyor. Tüm afrodizyaklar gibi idrar yolları rahatsızlığının yanı sıra kusma, ishal, böbreklerde kalıcı hasara yol açmadan tutun da kalp ritim bozukluğuna ve ölüme kadar giden yan etkilerinin olduğu da biliniyor. İnsanları ateşlendirmek bir yana dursun, bu tür yan etkileri olan kuduz böceğinin antik Roma’daki çılgın seks alemlerinin tüm tadını kaçırmış olması muhtemel; ama yine de bugün tehlikeli cinsellik deneyimi yaşamak isteyenler, ya da hiç yaşamak istemeyenler için internette sıvı ya da tablet alternatifleriyle karaborsa olarak satılmaya devam ediliyor.

AŞKIN GIDASI

      Yüzyıllar boyunca, çeşitli gıda maddeleri, birtakım afrodizyak etkileri olduğuna inanıldığı için kısa süreli de olsa popüler oldu. On altıncı yüzyılda İspanyol kaşifler Meksika’da dallarından sarkan avokado meyvelerinden büyülenmişlerdi. Bunda “avokado”-nun yerel dilde “testis” anlamına geldiğinin söylenmesinin büyük bir tesiri olmuştu. Açgözlü istilacılar meyveleri anında ülkelerine götürmek üzere gemilere yüklemeye başlamışlardı. Bu meyveler, geri döndüklerinde aptal ihtiyar erkeklere güneş altında otururken genital bölgelerine uygulamak üzere macun olarak pazarlanacaktı.

TESTİS TEDAVİSİ

      Cinsel canlanma arayışları daha sonra da devam etti; bu arayışların başını bir müddet sonra tıp etiği konusunda son derece umursamaz tavırlarıyla bilinen Rusya doğumlu Fransız hekim Serge Voronoff (1866-1951) çekecekti. Voronoff, yoldaşı Ilya Ivanov’la birlikte (Türlerin Kökeni bölümüne bakınız) dünya çapında milyonlarca insanın ölümüne neden olmuş olabilir.

MÜTEVAZI DOMATES

      Bir zamanlar, cinsel gücü artırıcı yanı yüksek bir afrodizyak olarak bilinen domates, uzunca bir süre kötü bir üne sahipti. Bu meyve Avrupa’ya Mağribiler (“Moor”) tarafından getirildiği için Fransızlar buna “pomme de Moor15” adını vermişlerdi. İngilizler kelimeyi yanlış işiterek bunu “aşk elması” anlamına gelen “pomme d’amour” olarak adlandırdılar ki bu da kaçınılmaz sonun başlangıcı olacaktı. Ortaçağ kilisesi ise meyvenin aslında zehirli olduğunu ilan ederek karşı saldırıya geçmişti.

      Domates bitkisi, ölümcül bir köpek üzümüne benzediği için (aslında bir şekilde bağlantıları da yok değildi), meyvenin zehirli olduğu iddiaları tıp çevrelerinin onayladığı bir bilgi oldu. Bu bilgi, John Gerard Herball’ın (1597) yayımladığı eserle on altıncı yüzyılda kemikleşmiş bir hakikat halini aldı ki bu da domatesin nesiller boyunca zehirli olmakla itham edilmesine neden olacaktı. Kilisenin ilgisinin başka meselelere kaymasından çok sonra bile tıp camiası hâlâ iki ya da üç domates yiyen birinin anında öleceği fikrine sıkı sıkıya bağlıydı. On sekizinci yüzyılın başından ortasına kadar maceraperestlerin basit deneyleriyle yanlışlanana kadar, bu bilgi geçerli olacaktı.

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

      1

      Subliminal mesaj veya bilinçaltı mesaj, başka bir objenin içine gömülü olan bir işaret ya da mesajdır ve normal insan algısı limitlerinin altında kalmak, o anda fark edilmemek üzere tasarlanmıştır. İnsan bilinci bu türden mesajları fark edememektedir; ancak bu mesajların insanın bilinçaltını etkiledikleri ileri sürülmektedir. (ç.n.)

      2

      Kafatası bilimi (ç.n.)

      3

      Ankrajlar, genel anlamıyla yapısal bir öğeyi başka bir öğeye ya da malzemeye sabitleyerek birlikte çalışır hale getiren yapısal öğelerdir. Zemin ankrajları, sadece yapıları zemine sabitlemekle kalmayıp, zemin kütlesi, hidrostatik kuvvetler ve dış yükler kaynaklı çekme kuvvetlerini karşılayarak, bunları potansiyel göçme yüzeylerinin gerisinde tekrar zemine aktarır. Yapının dönme

Скачать книгу


<p>14</p>

Afrodizyak olarak kullanılan kuduzböceği. (ç.n.)

<p>15</p>

Mağribi elması (e.n.)