Аннотация

"Öteki Erkekler, ikili cinsiyet sisteminin kadınlık ve erkeklik hatlarını çizen, toplumsal cinsiyet duvarlarında oyuklar açan yedi trans erkeğin deneyimleri ile geçiş sürecinde olanların yararlanabileceği bir rehber ve konu üzerine başlıca kavramların açıklamalarından oluşmaktadır. Türkiye'nin farklı bölgelerinden, farklı etnik, ekonomik ve sosyal alanlarından gelen trans erkeklerin aile, eğitim, sağlık, hormon kullanımı, trans geçiş ameliyatları, hukuki süreçleri ve gündelik hayatlarına dair deneyimlerini içeren Öteki Erkekler'de daha önce dinleyemediğiniz hikayeler anlatılıyor. ""Kadın"« kimliği dolayısıyla ayrımcılığa uğrayan trans erkekler, „„trans““ kimlikleri dolayısıyla da ikinci kez şiddete ve nefrete maruz kalmaktadırlar. Bu çalışmayla trans erkeklerin kendi hikayelerini bir başkasından dinleme ihtiyaçlarını gidererek, yalnız oldukları sanrısını bir nebze olsun azaltacağını ve 'diğerlerinin' de onları daha fazla anlayacağını umuyoruz.»

Аннотация

"André Gide'in ölümsüz eseri Pastoral Senfoni, kör bir kızın doğayı, hayatı ve duyguları algılayışının keskinliği ile bir pastörün, aldığı teolojik eğitim sonucunda görev belledikleri ile hissettiklerinden doğan çelişkinin; maddi ve manevi körlük ile günah arasında sıkışmış varoluşların anlatısıdır. Bu insani çelişkiler yumağında duyguların gerçek doğasını barındıran kalbin aldattığı yalnızca din adamı değil, kişiyi her seferinde haklı çıkarmaya çalışan mantıkî akıl yürütmenin ta kendisidir. Hegel, Rousseau, Condillac etkilerinden doğarak Kutsal Kitap yorumlarıyla örtüşen ve bunları alaşağı etmeye çalışan derin düşüncelerin, Nobel ödüllü André Gide'in edebi ustalığıyla bir solukta okunabildiği, ilhamını Beethoven'in aynı adlı eserinden alan, Sartre'dan Camus'ye ön açarak kuşakları ve zamanları aşan bir başyapıt."

Аннотация

"Portekiz edebiyatının yetkin kalemi Fernando Pessoa'nın ölümünden sonra keşfedilmiş iki diyalog-metin, ilk kez Türkçeye kazandırılan Prensin Ölümü ile Şeytanın Saati bu kitapta bir araya geliyor. Dramaturjisi ve teatral dinamiğiyle ön plana çıkan, dramatik yapının adım adım zirveye yaklaştığı metinlerde kişiler sürekli kimlik, kimliklerse yer değiştirir. Zihinlerindeki imgelere dalınır, mitler ve metafizik düşünceler gözden geçirilir, diyaloglar harmonik bir yapıya bürünür. Baş döndürücü bir dinamiğe sahip fragmanlar arasından sızan ölüm sessizliği ve delilik, teatral ruhu koruyan muğlak bir sahnelemeye dönüşür. Tarihin ve mitolojinin derinlerinden uzayın derinliklerine, tanrılara ve şeytana uzanan bu yolculuk, şair sıfatıyla anılagelen Pessoa'nın dramaturg kimliğine iade-i itibar kazandırırken, okurunun zihninde de kapılar açıyor."

Аннотация

"Yazmanın, anadilini yaşatmanın, kökenlerini unutmadan onun sınırlarını aşma iradesinin aldığı en hayati karar olduğu bilinciyle kalemini bileyen Mehmed Uzun, Ruhun Gökkuşağı'nda kişisel yolculuğunu anlatıyor. Urfa'da başlayan ve baskının, zulmün, ölümün gölgesinde süren, Kürt halkının ortak kaderiyle paralel ilerleyen yaşamının politik gerekçelerle sürekli yön değiştiren rotası doğruluktan asla şaşmıyor. Eserlerine kaynaklık eden geleneksel motifleri evrensele aktarırken tutunduğu saikleri okuruna içtenlikle açıyor. Kendini «„radikal hümanist“» olarak tanımlayan Uzun, Mezopotamya'da yakılan meşaleyi sözün kudretine dair sönmeyen bir inançla İsveç'in bembeyaz ormanlarına taşıyor."

Аннотация

"Zonguldaklı şair Rüştü Onur bir mektubunda «„Ben ölecek adam değilim,“» dese de, arkasında kitaplaşmamış şiir, mektup, hikâye ve denemeler bırakarak 22 yaşında yaşama veda etti. Salâh Birsel, çok önemsediği dostunun anısına şiirlerinin tamamına yakınını, mektuplarını, bazı hikâyeleri ile ölümünden sonra onun için yazılanları bir araya getirerek bu saygı kitabını hazırladı. Mektuplara yansıyan dostluklarla edebiyat tarihimizin önemli bir kesitini de yansıtan bu önemli kaynak aynı zamanda umutlarla dolu, 'yerel'den 'merkez'e uzanmaya çalışan, şiire vakfolunmuş bir yaşamın hazin hikâyesini de anlatmaktadır. Bir şair yaşamıştı Zonguldak'ta Adı Rüştü Onur'du Bilseydi hatırlanacağını Ölümünden sonra Memnun olurdu. Behçet Necatigil"

Аннотация

"Sarhoş olun… Şarapla, şiirle ya da erdemle; neyle isterseniz. Yeter ki, sarhoş olun!"" Charles Baudelaire 1851 yılında yazıp tefrika halinde yayınladığı Şaraba ve Esrara Dair'de bu iki keyif vericiyi fizyolojik, psikolojik, hatta sosyolojik etkileriyle karşılaştırıyor. Baudelaire'in tavsiyesini merak edenlere…"

Аннотация

"Yaşamın karmaşıklığını başarılı bir şekilde yansıtan satranç tahtasının başında Don Sandalio adında usta bir oyuncu vardır. Don Sandalio, vezirin, kralın, atın ve hatta piyonların bile onları hareket ettiren insanlardan daha etkileyici bir ruh dünyasına sahip olduklarını düşünür. Bu kutsal taşları oynatırken hiç konuşmayan Don Sandalio'nun yumuşak sesi sadece «„şah mat“» dediğinde duyulur. Çağdaş İspanyol edebiyatının ustalarından Miguel de Unamuno, Satranç Ustası Don Sandalio'nun Romanı'nda satranç oynamanın, etkileyici bir bestenin güzelliği ve dinginliği içinde kaybolmak olduğunu kanıtlıyor."

Аннотация

Selki bir masal ama bildiğimiz masallara benzemiyor. Biri bilincin öbürü bilinçdışının yabani diliyle konuşan iki kızkardeş anılar ve sezgilerle birbirlerine düşe kalka eşlik etmeye çalışırken yaşam, ölüm, sevgi, bağlılık, fedakârlık gibi kavramlar derinlerde kendini gösteriyor. Haberdar olduğumuz ve olmadığımız içdenizler üzerine bir dil arayışı bu. Kurduğu dille ve dokunduğu evrenle bizi bilinemeyen ama sezilenin karanlık sularına davet ediyor.

Аннотация

"Araştırmacı, denemeci, şair, sözcük üreticisi… Türk edebiyatının en özgün kalemlerinden Salâh Birsel, hicivli anlatımı, güçlü betimlemeleri ve engin bilgisiyle edebiyatta şiir ve cinayet temalarını mercek altına alan denemelerinde, okuru dünya edebiyatının önde gelen isimleriyle buluşturup keyifli ve derin bir yolculuğa çıkarıyor. Şiir ve Cinayet, Birsel'in edebiyat tarihinin dehlizlerinde dolaşarak ulaştığı anekdotları okurla buluşturan, delilik, cinnet, adalet mücadelesi gibi sanata sirayet etmiş temaları titizlikle inceleyen, ufuk açıcı ve iddialı bir yapıt."

Аннотация

"Enis Batur ve Yiğit Bener; şanlı edebiyat tarihimizin asr-ı kâbusu Latin elifbalı yılların faydasız eserler verdikten sonra hafızalardan silinmiş, kitabevi raflarından kaybolmuş iki edip müsveddesi… Bu müşterek kaleme alınmış risalelerini, bir vakitler mütercimler dünyasında vuku bulmuş mütecennin faaliyetlerin mahiyetini samimiyyet ile itiraf etmiş olmaları sebebiyle, ibret vesikası olarak neşretmeyi görev bildik."